23 Aralık 2024 Pazartesi

KANLI MENEMEN OLAYI

 .  Kanlı Menemen Olayı ve Mustafa Fehmi Kubİlay
.   Kanlı Menemen Olayındaki Şeriatçı grup kimlerdi?
Menemen Olayı, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilen kanlı bir olaydır.
23 Aralık 1930'da İzmir'in Menemen ilçesinde yaşanan bu olayda, genç bir subay olan Mustafa Fehmi Kubilay ve bazı güvenlik güçleri, şeriatçı bir grup tarafından şehit edilmiştir.
Şeriatçı Grup Kimdi?
Menemen Olayı'nda yer alan şeriatçı grup, çoğunlukla kırsal kesimden gelen, dini duyguları istismar edilmiş ve siyasi amaçlarla yönlendirilmiş kişilerden oluşuyordu.
Bu grubun belirgin özellikleri şunlardı:
Grup üyelerinin büyük bir kısmı dini konularda derinlemesine bilgi sahibi değildi.
Siyasi amaçlarla hareket eden bazı kişiler tarafından kışkırtılmış ve yönlendirilmişlerdi.
Çoğunlukla ekonomik sıkıntılar yaşayan ve gelecek kaygısı taşıyan kişilerden oluşuyordu.
Grup, geleneksel değerlere ve Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi sistemine duyulan özleme dayanıyordu.
Olay, şeriatçı grubun Menemen'de bir caminin önünde toplanarak şeriat bayrağı dikmesiyle başladı.
Yedek subay Mustafa Fehmi Kubilay, bu durumu öğrenince olay yerine giderek grubu dağıtmaya çalıştı. Ancak grup tarafından silahla vurularak şehit edildi.
Menemen Olayı, Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni kurulan siyasi sistemi ve laiklik ilkesi için ciddi bir tehdit olarak görüldü. Olaydan sonra hükümet, şeriatçı hareketlere karşı daha sert önlemler almaya başladı. Olayla ilgili olarak birçok kişi tutuklandı ve yargılandı.
Mustafa Fehmi Kubilay Kimdi?
.  Mustafa Fehmi Kubilay, genç yaşta şehit edilen bir Türk subayı ve öğretmendi.
Onu ve yanındaki kahraman askerlerimizi saygı ile anıyor ve rahmet diliyoruz.
Laik Cumhuriyet'e bağlılığı ve görevi başında gösterdiği cesaretle halkın gönlünde taht kurdu.
Menemen Olayı'ndan sonra bir şehit olarak anıldı ve mezarı ziyaretgâh haline geldi.
Olayın Önemi
.  Menemen Olayı, Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik ilkesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Aynı zamanda, toplumda dini duyguların istismar edilerek siyasi amaçlar güdülebileceğini gösterdi.
Bu olay, Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi ve sosyal hayatında önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir.
Menemen Olayı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sürecinde yaşanan önemli bir olaydır.
Bu olay, laiklik ilkesinin önemini ve şeriatçı hareketlerin tehlikelerini gözler önüne sermiştir.
Karşı devrimci ve gerici bir saldırıdır.
Mustafa Fehmi Kubilay ise bu olayda gösterdiği cesaretle Türk milletinin gönlünde yer etmiş bir şehit olarak anılmaktadır.
Eğer, bugün o saldırgan grubu ve onların yaptıklarını onaylayanlar olabilecek ise bu Türkiye Cumhuriyeti'ne ve onun değerlerine karşı yapılmış olarak kabul edilir.
.  Bizim, Türk milleti olarak görevimiz, cumhuriyete ve kuruluş ilkelerine, Atatürk devrimlerine sahip çıkarak çağdaş uygarlık yolunda ilerlemektir.
.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.12.22, MŞ.
.         (Kişisel araştırma ve değerlendirme yazım)

1 Aralık 2024 Pazar

Harf Devrimi

   Yenİ Türk harflerİnİn SAĞLADIĞI yararlar - Harf Devrimi .

·        Cumhuriyet Dönemi'nin en önemli devrimlerinden birisi Harf "Harf Devrimi"dir.

·        İslâmiyet'in kabulünden sonra Arap Alfabesi kullanılmaya başlandı ise de Arap harfleri, Türk Dili için uygun değildi.

·        Harf İnkılâbı'nın ilk müjdesini Mustafa Kemal 8 Ağustos 1928'de, İstanbul'daki Sarayburnu Parkı'nda halka şöyle duyurdu:

- "Arkadaşlar, bizim güzel ahenkli zengin dilimiz yeni Türk harfleri ile kendini gösterecektir.

Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir. Vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bunu vatanperverlik ve milliyetperverlik vazifesi biliniz. Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki bir milletin, bir toplumun yüzde onu okuma yazma bilir, yüzde sekseni bilmezse, bundan insan olanlar utanmalıdır."

·        1 Aralık 1928'de yürürlüğe giren yeni Türk harfleri Türkiye'nin çağdaşlaşma sürecinde önemli bir dönüm noktası olmuş ve birçok yarar sağlamıştır:

·        Kanunun kabul edilmesinden sonra geniş halk kitlelerine okuma yazma öğretmek üzere "Millet Mektepleri" açıldı.

·        Türk harflerinin yaygınlaştırılması için bir seferberlik başlatıldı.

·        Başöğretmen Atatürk, yurt seyahatine çıkıp, kara tahta başında yeni Türk harflerini vatandaşlara öğretti.

·        Ankara'da toplanan öğretmenler birliği kongresinde, öğretmenler, Atatürk'ün açtığı bu yeni yolda sabırla çalışacaklarına ant içtiler.

·        Eğitim ve kültür yaşamımızda yeni bir dönem başlamış oldu.

A - Harf Devriminin Sağladığı Yararlar ve Kazanımlar:                             

1-Okuma Yazma Oranı Arttı: Yeni alfabenin daha basit ve anlaşılır olması, kısa sürede okuma yazma oranının hızla artmasını sağlamıştır. Bu gelişme, toplumun her kesiminin bilgiye erişimini kolaylaştırmış ve eğitim düzeyinin yükselmesine katkı sağlamıştır.

2-Dil Bilincinin Gelişmesi: Yeni alfabe ile birlikte Türk diline olan ilgi artmış ve dil bilincinin gelişmesi sağlanmıştır.

3-Milli Birliğin Güçlenmesi: Farklı bölgelerden insanların birbirleriyle daha kolay iletişim kurmasını ortak bir dil ve alfabe sağlamış ve milli birliğin güçlenmesine katkıda bulunmuştur.

4-Çağdaş Uygarlığa Uyum Sağlandı: Latin alfabesine geçiş, Türkiye'nin batılı ülkelerle olan ilişkilerini güçlendirmiş ve ülkemizin "çağdaş uygarlığa" uyumunu hızlandırmıştır.

5-Bilimsel ve Kültürel Gelişim: Yeni alfabe sayesinde bilimsel çalışmaların ve yayınların daha kolay yapılması sağlanmıştır.

6-Devlette bürokratik İşlemlerin Hızlanması: Yeni alfabenin kullanılmasıyla birlikte bürokratik işlemler daha hızlı ve verimli hale gelmiştir.

7-Yayıncılığın Gelişmesi: Yeni alfabe sayesinde kitap, gazete ve dergi gibi yayınların sayısı artmış ve içerikleri daha zenginleşmiştir.

8-Kültürel Değişimin Motoru: Harf Devrimi yalnızca "yazı sisteminde" değil, aynı zamanda "düşünce yapısında" da köklü bir değişime yol açmıştır.

9-Yeni harfler diğer kültürel ve sosyal "reformların" kabul görmesini kolaylaştırmıştır.

B - Harf Devriminin Diğer Devrimlerle İlişkisi:                         

·        Harf Devrimi, diğer tüm devrimlerin başarıya ulaşması için gerekli olan "bilinçli bir toplumun" oluşmasına katkı sağlamıştır.

·        Yeni alfabe sayesinde eğitim sistemi yeniden yapılandırılmış ve okuma yazma oranı hızla artmıştır.

·        Harf devrimi uygulamaları ile "milli birliği güçlendirmiş" ve ülkenin "gelişmesine" önemli katkılar sağlamıştır.

·        Batılılaşma sürecinin hızlanmasına katkı sağlamıştır.

·        Kültürel değişimi olumlu tetiklemiştir.

·        Harf Devrimi, Türk milletinin "modern bir hukuk" sistemine kavuşması için yapılan "devrim kanunlarıyla" uyumlu bir şekilde ilerlemiştir.

·        Devrim kanunları ve kılık kıyafet devrimi gibi diğer devrimlerle uyumlu bir şekilde ilerlemiştir.

·        Harf Devrimi gibi kılık kıyafet devrimi de "batılılaşma" sürecinin bir parçası olarak kabul edilir ve toplumun "çağdaşlaşmasına" katkı sağlamıştır.

·        Sonuç olarak, "Harf Devrimi" Atatürk devrimlerinin bir parçası olmakla birlikte, aynı zamanda bu devrimlerin başarıya ulaşmasında önemli bir rol oynamıştır.

·        Yeni alfabe, Türkiye'yi çağdaş dünyayla birleştirmiştir.

·        Türkiye'nin "modernleşme" sürecinde atılan en önemli adımlardan biri olarak tarihe geçmiştir.

C - ÖZETLE:                                      

·        Yeni alfabenin kabulü ve uygulanmaya başlaması ile Türkiye sosyal, kültürel, ekonomik alanda çok büyük bir hız ve ilerleme kazanmıştır.

·        Okur ve yazar oranı hızla artmıştır.

·        Okullarda öğrenme hızı ve okumak çok daha yüksek bir düzeye erişmiştir.

·        Ülkede yurttaşlarımız arasında "Dil Bilinci" gelişti, Türkçe dilimiz çok daha bir önem kazandı.

·        Bürokratik işlemler hızlandı.

·        Matbaacılık ve yayıncılık sektörü gelişti.

·        Toplumun her kesiminin bilgiye ulaşması çok kolaylaştı.

·        Milli birlik ve beraberlik güçlendi.

·        Ülkemiz "çağdaş uygarlığa" uyum sağlayan bir ülke oldu.

·        Ülkemizde "bilimsel ve kültürel" gelişme hızlandı.

·        Yeni Türk harflerinin yürürlüğe girmesi, Türkiye'nin geleceği için atılmış önemli bir adım olmuştur.

·        Bunu düşünen ve uygulayan önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bu nedenle de bir kez daha takdir ve minnetle anıyoruz.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 01.12.2024, MŞ.

.  (Araştırma, inceleme, değerlendirme, yazı)

 

TEKKE VE ZAVİYELERİN KAPATILMASI:

 .  Tekke ve Zavİyelerİn Kapatılması:

.    30 Kasım 1925:

.   Türkiye Cumhuriyeti'nin Modernleşme Sürecindeki Önemli Bir Adım:

.  Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ardından gerçekleştirilen önemli reformlardan biri olan tekke ve zaviyelerin kapatılması, hem iç siyaset hem de toplum yapısı üzerinde derin etkiler bırakmış bir süreçtir.

.   Tekke ve zaviyelerin kapatılması, Türkiye Cumhuriyeti'nin modernleşme sürecinde alınmış önemli bir karar olup, bu kararın hukuki temeli 677 sayılı Kanun'dur.

.    2 Eylül 1925: Bakanlar Kurulu tarafından tekke ve zaviyelerin kapatılmasına dair bir kararname yayınlandı.

.   30 Kasım 1925: Refik Koraltan ve arkadaşlarının hazırladığı yasa teklifi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi ve 677 sayılı Kanun olarak yasalaştı.

.   13 Aralık 1925: Kanun, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

.  Bu kanun ile birlikte tekke ve zaviyelerin faaliyetleri yasaklanmış, bu yerlerde görev yapan kişilerin unvanları kaldırılmış ve bu yerlere giden veya burada ayin düzenleyen kişilere cezai yaptırımlar getirilmiştir.

.  Türkiye Cumhuriyeti'nin "laik ve modern" bir devlet olma yolunda atılmış önemli adımlardan biri olarak kabul edilir.

-    Neden Kapatıldılar?

·        Özellikle Şeyh Sait İsyanı gibi olaylar, bu kararın alınmasında etkili olmuştur.

·        Modernleşme ve Batılılaşma: Cumhuriyetin ilanıyla birlikte Türkiye, Batılı devletler seviyesine ulaşmayı hedefleyen bir modernleşme sürecine girmiştir.

·        Tekke ve zaviyeler ise geleneksel yaşam biçimini ve dini anlayışı temsil ettikleri için bu modernleşme sürecinin önündeki bir engel olarak görülmüştür.

·        Milli Birlik ve Beraberlik: Tekke ve zaviyelerin bazı bölgelerde siyasi isyanlara alet edildiği gerekçesiyle, milli birlik ve beraberliği sağlamak amacıyla kapatılmışlardır.

·        Eğitim Sistemi: Tekke ve zaviyelerde verilen eğitim, çağdaş eğitim anlayışıyla uyuşmamaktaydı.

     Bu nedenle, laik bir eğitim sistemi oluşturmak amacıyla bu kurumların kapatılması gerekmiştir.

·        Ekonomik Sebepler: Tekke ve zaviyeler, ekonomik olarak üretken olmadıkları ve devletin kaynaklarını boşa harcadıkları gerekçesiyle de kapatılmıştır.

-    Kapatılmanın Sonuçları

·        Laik Devlet İlkesinin Güçlenmesi: Bu karar, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik devlet ilkesinin pekişmesinde önemli bir rol oynamıştır.

·        Toplumsal Yapıda Değişim: Tekke ve zaviyelerin kapatılması, toplumun dini ve sosyal yapısında önemli değişikliklere yol açmıştır.

     Geleneksel yaşam biçimini sürdüren kesimler bu durumdan kendilerine göre olumsuz etkilenmiştir.

·        Eğitim Sisteminin Güçlenmesi: Tekke ve zaviyelerin yerini modern okullar almıştır.

Bu sayede eğitim seviyesi yükselmiş ve bireylerin gelişimine katkı sağlanmıştır.

·        Milli Birliğin Pekişmesi: Tekke ve zaviyelerin siyasi amaçlarla kullanılmasının önlenmesi, milli birliğin güçlenmesine katkıda bulunmuştur.

-   Tartışmalar ve Eleştiriler

.  Tekke ve zaviyelerin kapatılması, o dönemde olduğu gibi günümüzde de farklı görüşlere neden olmaktadır.

.  Bazı kesimlere göre bu karar, dini özgürlüklere ve kültürel çeşitliliğe darbe vurmuştur.

.  Diğer kesimlere göre ise modernleşme ve milli birlik için atılmış önemli bir adımdır.

-  Sonuç:

·       Tekke ve zaviyelerin kapatılması, Türkiye Cumhuriyeti'nin modernleşme sürecinde alınmış önemli ve tartışmalı bir karardır.

·       Türkiye'nin günümüzdeki siyasi ve sosyal yapısının şekillenmesinde önemli bir rol oynadığı kesindir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.11.30, MŞ.

.    (Araştırma, inceleme, değerlendirme, yazı)

ABD'nin PKK/YPG'ye Desteği

 ABD PKK/ YPG'ye Neden Yardım Ediyor?

.    ABD'nin PKK/YPG'ye Desteği:     .

ABD'nin PKK/YPG'ye verdiği destek, Ortadoğu'daki karmaşık jeopolitik yapının bir sonucu olarak oldukça karışık ve tartışmalı bir konudur.

Bu desteğin nedenleri ve ABD'nin amaçları, farklı bakış açısından  incelendiğinde farklı yorumlara açık olsa da, genel olarak şu başlıklar altında değerlendirilebilir:

A - DEAŞ ile Mücadele:

Ortak Düşman: ABD, IŞİD (DEAŞ) ile mücadelede PKK/YPG'yi önemli bir müttefik olarak gördü. Özellikle Suriye'nin kuzeyinde IŞİD'e karşı yürütülen operasyonlarda YPG, önemli bir rol oynadı.

Yerel Güç: ABD, bölgesel istikrarın sağlanması için yerel güçlere ihtiyaç duydu ve bu bağlamda YPG'yi destekledi.

B - Stratejik Hedefler:

İran'ın Etkisini Sınırlama: ABD, Ortadoğu'da İran'ın yükselen etkisini sınırlamak amacıyla bölgede farklı müttefiklere ihtiyaç duydu. PKK/YPG, bu bağlamda ABD için stratejik bir değer taşıdı.

Rusya'yı Dengelendirme: Suriye'de Rusya'nın etkinliğinin artmasıyla birlikte, ABD, bölgede Rusya'yı dengelemek için PKK/YPG gibi grupları destekleme yoluna gitti.

C - Bölgesel Güç Dengesi:

Kürt Kartı: ABD, bölgesel güç dengesini kendi lehine çevirmek için "Kürt kartını" oynadı. PKK/YPG'ye verdiği destekle, Türkiye ve diğer bölge ülkeleri üzerinde etkili olmaya çalıştı.

Ç - Kritik Noktalar ve Eleştiriler:

·       ABD'nin PKK/YPG'ye verdiği destek, Türkiye ile ilişkilerde ciddi gerginliklere neden oldu.

·       Türkiye, PKK/YPG'yi "terör örgütü" olarak görüyor ve ABD'nin bu desteğini kabul etmiyor.

·       ABD'nin bir yandan terörle mücadele ettiğini söylerken, diğer yandan PKK/YPG gibi terör örgütlerine destek vermesi, tutarsız ve çelişkili bir politika olarak değerlendiriliyor.

·       ABD'nin bu politikası, bölgede daha fazla "bölgesel istikrarsızlığa" yol açabileceği endişesi taşıyor ve üzüntü yaratıyor, güveni sarsıyor.

D - Sonuç Olarak:

·       ABD'nin PKK/YPG'ye verdiği destek, karmaşık bir "geopolitik oyunun" parçasıdır.

·       Bu destek, hem "ABD'nin bölgesel hedefleriyle" hem de bölgedeki "güç dengesiyle" yakından ilgilidir.

·       Ancak bu politikanın uzun vadeli sonuçları ve "bölgedeki istikrara" etkileri henüz netlik kazanmamıştır.

·       Konunun tüm yönlerini kapsaması "mümkün değildir".

·       Bu yanıt, "politik" bir konuyu ele almaktadır.

·       Bu yazı tarafsız bir bilgi sunmayı amaçlamaktadır, genel bir bilgi sunmaktadır.

·       Farklı kaynaklardan elde edilen bilgilerle bu konuyu daha geniş bir perspektifte değerlendirmeniz önemlidir.

·       Daha derinlemesine bir analiz için "akademik kaynaklara" başvurmanız önerilir.

·       Ancak, her bireyin kendi değerlendirmelerini yapması ve farklı görüşleri dikkate alması önemlidir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2024.12.01, MŞ.

.    (Araştırma, inceleme, değerlendirme, yazı)

TÜRKÜM DİYENE

. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! Bu sözden neler anlamalıyız? "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu...