21 Haziran 2024 Cuma

ATATÜRKÇÜLÜK O’NUN FELSEFESİNİ UYGULAMAKTIR

 Atatürkçülük O’nun felsefesİnİ uygulamaktır

.   Sosyal demokrasi, Avrupa emperyalizminin ideolojisi.

.   Kemalizm ise bir milletin yok edilmesi aşamasında, Erzurum, Sivas Kongreleri, Kuvayi Milliye’ler, yerel kongrelerden gelerek oluştu.

.   Harp meydanlarında, diplomasi masalarında kazanılarak gelinen sürecin sonudur Kemalizm.

Atatürkçülüğü çok büyük bir antiemperyalist hareket, mazlum milletlerin özgürlüklerine kavuşmasında bir sembol, bir ideal olarak gördüğüm için.

Kendimi hiç sosyal demokrat olarak tarif etmedim.

Sosyal demokrasi, Avrupa sosyal demokrasisi, emperyalist bir tarz almıştır.

Ekonomik olarak diğer ülkeleri sömürmekten başladılar.

Libya’da olan, Suriye’ye yapılmak istenen, sonra Rusya ve Çin’in duruşu nedeniyle askeri harekata dönüşememiş harekatların arkasında hep Avrupa Birliği vardır, Avrupa ülkeleri vardır.

Bunların hiçbiri sosyal demokrat ideolojiden uzak değildir.

Çevreye sahip çıkmak, sürdürülebilir kalkınma diyebilmek için sosyal demokrat olmaya lüzum yok. İnsan olmak yeterli.

Yoksa hiç kimse çevreye sahip çıkmak için sosyal demokrat olmaz.

Temeli 6 Ok İster Kemalizm deyin, ister Atatürkçülük, temeli 6 Ok’a dayanıyor.

Atatürkçülük bilim adamlarının masa başında oturarak yaptığı bir çalışma sonucu ortaya çıkmadı.

Kemalizm bir ülkenin işgalinden sonra bir milletin yok edilmesi aşamasında, Erzurum, Sivas Kongreleri, arkasından Kuvayi Milliye’ler, yerel kongreler böyle bir süreçten gelerek oluştu.

Harp meydanlarında dövüşe dövüşe, diplomasi masalarında kazanılarak gelinen bir sürecin sonudur Kemalizm.

Devamlı devrim, hep devrim, hep ileriye gitmek.

Çünkü her devrim bir devrim olarak başlar, evvela kanun devletine dönüşür, arkasından hukuk devletine dönüşür, ardından demokrasinin en ileri safhasına gelir.

CHP’de kırılma ne zaman oldu?

Bazı arkadaşlar çok kızacaklar ama Sayın Ecevit’le başladı.

Ecevit’in İsmet Paşa’yı devirip partiyi devralmasından sonra oldu.

Hep beraber yaptık bu yanlışı.

Sosyal demokrasi, sol gibi laflarla Atatürkçülükten uzaklaştık.

O söylemle biz geldiğimiz zaman demek ki sepetimizde bir şey yokmuş.

Ondan sonra CHP’de hep bir gerileme başlamıştır.

Hatta 80’den sonra CHP’de bir de muhafazakarlaşma başlamıştır.

Devrimci ilkelerimizden uzaklaşmaya başlamıştık.

İki temel unsurumuz, Halkçılık ve Devrimcilik’i çok ihmal etmişiz.

Kurtuluş Savaşı, Halkçılık mantığıyla yapılmıştır.

Kalkınma topyekün bir savaştır.

70’li yıllardan sonra üretimi nasıl arttıracağımızı söylemedik.

En büyük yanlışlarımızdan biridir.

Refaha giden yoldaki pastayı nasıl büyüteceğimizi anlatmadık.

Yabancı sermayeye karşı bağırırken neyi söylediğimizi doğru anlatmadık.

İzmir’de İktisat Kongresi’nde diyor ki “Benim hukukuma uyarak gelen varsa gelsin.”

Yani emperyalist olarak gelme diyor.

Bana baca tüttürmeye geliyorsan gel.

Halktan kopmamak, halkın sorunlarına çözüm üretmekle olur.

Varoştaki genç kızın hayallerini gerçeğe çeviremiyorsam, onun adı halkçılık değildir.

Çarşaflı kadına rozet takmakla halkçı olunmuyor.

Onun sorununu çözebiliyorsam, o halkçılıktır.

O harp içindeki ve harptan sonraki döneme bakın 30’lara kadar.

Kalkınma hızımıza bakın.

Halktan koptuğumuz nokta, üretimi arttırmaktan vazgeçtiğimiz andır.

Süte karşı çıkmayacağım, az olduğunu söyleyeceğim.

Yanına milli üretimim fındığımla, sultani üzümümü de koyup çocuklara ver demeliyim.

Ben üretimi öyle bir hale getireyim ki çocuk sabah evinden kahvaltı edip çıksın.

Eğer Güneydoğu Anadolu’da halkçı olmak istiyorsanız öyle Sayın Başbakan’ın gittiği gibi 3 konvoyla 5 bin polisle gitmek değildir.

Orada ağalık, şeyhlik, derebeylik düzenini nasıl yıkacağınızı söyleyerek halkçılık yapılır.

Hem ağalarla, şeyhlerle, şıhlarla kol kola gezeceksin, hem de halkçı olacaksın.

CHP’ye yakışan, orada bağıracaktı

-“Ben derebeyliği böyle yıkacağım, toprak ağalığını böyle bitireceğim”.

Mayından temizlenmiş araziyi devletin büyük ayıbı sonucu kaçakçılığa mahkum ettiği ve kolunu, bacağını kaybetmiş insana veririm.

O insanlara bir süt toplama fabrikası kursaydın da üç tanesi orada iş bulsaydı.

Bu insanlar çılgın mı 9 yaşındaki çocukla kaçağa gitsinler?

İster PKK’nın baskısıyla, ister İstanbul’da bunların rantını yiyen 3 tane ağa için gitsinler.

Sen eğer orda insanları umudu getirirsen, adam orda sırtçı bulamaz.

Umudu yaratabilirseniz, terör bölgesinde dağa çıkacak insan bulamazsınız.

6 Ok’u kötü uyguladım diye, reddi miras etmek durumunda değilim.

Ben 6 Ok’u doğru uygulamak, devrimciliği hayata geçirmek zorundayım.

Devrimcilik yani bütün ileri hareketlerin öncüsü olmam gerekir benim.

Bizler için, “Seçkinci” deniyor.

Aynı “Seçkinciler” değil mi, “Cumhuriyet kimsesizlerin, kimsesidir” diyen?

Şimdi, Köy Enstitüleri’nin kapatılmasını kabul etmem mümkün mü?

Köy Enstitülerinin açılması muhteşem bir ufuktur, kapatılması ihanettir.

Ama şimdi ne yapacağız, o tarihdeki bazı CHP yöneticileri, Köy Enstitülerini kapattı diye tümden mi red edeceğiz?

Bu ülkeyi demokrasiyi getirirken kim getirdi, o 6 Okçular getirmedi mi?

Temel hakları 6 Okçular getirdi

Devrimcilik dediniz.

Niye devrimci olalım?

Devrimciliğin ne faydası var?

İlerici olacaksın, çağdaş dünyada insanlar için mutluluk getiren her şeyin peşinden koşacaksın.

O beğenmedikleri 6 Okçular, hukukun üstünlüğü, çift meclis, anayasa yargısı, idarenin her türlü eylem ve davranışının yargıya tabi olduğu temel hak ve özgürlükler, o beğenilmeyen, o halktan koptu denilen CHP 1958’deki hedefler bildirgesinde vardır.

1923’ün ve bugünün Devletçiliği

Mesela, Devletçilik yerine Sosyal Devlet...

Eğer siz çok partili sisteme geçiyorsanız, Anayasa’nın hepsinin üstünde olması lazım.

Devletçilik’ten uzaklaşmak, 1923’ün devletçilik anlayışı ile 2012’nin devletçiliği bir olur mu?

2012’de kalkıp “Biz postal üretelim” diyebilir misiniz?

Hayır, postal üreten fabrikadaki işçinin insani haklarını korumaktır, benim şimdi çağdaş dünyadaki görevim.

Onun da yolu, Devletçilik’ten, karma ekonomiden geçmiyor mu?

Devlet vahşi kapitalizmin yaşandığı Amerika’da bile müdahale eder.

Ben inşallah, fert başına milli gelirin 30 bin dolar olduğunu göreyim.

Onu, Güneydoğu Anadolu’da hayvancılığı teşvik etmek için, devlet olarak ne yatırım yapmam gerekiyorsa yapacağım.

Orada Devletçiyim, hiçbir itirazım yok.

Bütün kirli sanayiyi, o dünyanın en güzel ovalarından çekerim.

Zamanında Devletçilik’e işte orada ihanet etmişiz.

Orta Anadolu bozkırında olsaydı o fabrikalar, dört tane de hızlı tren yolu yapsaydın.

O verimli tarım alanlarım yeşil kalsaydı.

Yaşadığınız döneme göre Devletçilik mantığı da değişir.

Ülkenin bağımsızlığı ile Devletçilik arasında bir ilgi var mı?

Kapitülasyonlarda, ne için kavga verdik.

Bağımsızlığımızı kazanalım diye.

İnsanlar karne ile ekmek almıştır ama alnı yere bakmayan bir ekonomi vardır.

Her şeyini kendi yapmıştır, şeker fabrikasını kurmuştur.

400 milyar dolar borcunuz varsa, Suriye’de sizi piyon diye kullanırlar.

Postal üretmeyeceğiz ama halkımın mutluluğu için devlet gerektiği yerde ekonomiye müdahale eder.

Böyle bir halk varken, halkçılık, devletçilik, devrimcilik çok güzel uygulanır.

Kim harekete geçirecek halkı?

Bu geniş cepheyle olur.

Türkiye öyle bir noktaya geldi.

Kimseyi dışlamadan, 1930 ruhuyla, Cumhuriyetçi geniş cephede oluşur bu iş.

Bana sorarsanız çatı partisi CHP olsun derim; başkası başka bir şey söyleyebilir.

İşte o Atatürk’e doğru yürümek.

Atatürk’e gitmek.

Demek ki orada sosyal demokrasi yok.

Bunu somut olarak nerede görüyorsunuz?

Atatürkçülüğün bu kadar yükseldiği bir dönem görmedim.

İnsanlar “Doğrusu Atatürkçülükmüş” demeye başladılar.

Bir dönemin muhafazakar Atatürkçülüğü, merasim Atatürkçülüğü değil...

Atatürkçülük, O’nun felsefesini hayata geçirebilmek.

Bursa konuşmasındaki gençliği yaratabilmek.

 “Hayır” diyorlar “Biz Atatürkçüyüz, sizinle beraberiz.”

Böyle bir taban da var.

Belki de Tayyip Erdoğan bu ülkeye ilk defa bir iyilik etti.

Kadınlar Atatürkçü oldu.

Kemal Kılıçdaroğlu için çok manidar.

Sen “Dersim’de katliam yapıldı, Atatürk de biliyordu” diyeceksin.

Manisa’ya geldiğin zaman insanlar Atatürk resimleriyle karşılayacaklar.

Demek ki bunu yasal bir şekilde miting haline getirip alanlara dökersek çok daha büyük rakamlara ulaşacağız.

Bu çok sağlıklı.

Hareketler ve liderler zaten olayların içinde doğarlar.

O kadar çeşitli ama hepsinin idolü Atatürk olan insanlar.

CHP de kendisini silkeler düzene girerse Türkiye’de bu geniş cephenin oyları yüzde 40’ları geçer.

Benim tarihimde hiçbir şekilde utanılacak bir şey yoktur.

Bir çökmüş imparatorluktan bir devlet yaratmanın getirdiği, bütün devrimlerde olduğu gibi hatalar olabilir.

Niye reddi mirasa yöneldi, CHP’nin o zaman ki yönetimi?

Ucuz kahramanlık yapıyoruz da ondan.

Emperyalizme karşı çıkarsanız Avrupalı’nın işine gelmez

Siz kendi doğrularınızı söylediğiniz sürece Avrupalıların işine gelmez.

Çünkü siz emperyalizme karşı çıkarsınız, sermayeyle sömürülmeye karşı çıkarsınız.

Bana göre CHP’nin en büyük yanlışı “biz sosyal demokratız” demekle başlamıştır.

Biz Atatürkçüyüz.

Atatürkçülüğün hiçbir kuralı sosyal demokrasinin hiçbir değerinden daha dar kapsamlı değildir.

Hatta 1936 Anayasamıza koyduğumuz “Halkçılık” kavramını Alman sosyal demokratlar 1958 kongresinde kendi tüzüklerine yazmışlardır.

İnsanlar birbirinden çok şey öğrenir ama hiçbir Avrupalı’nın bana bir ufuk, bir hedef vermek gibi ne görevleri ne de hakları var.

Modern bir devlette neyin olması gerektiği düşünen bir deha var.

O dönemde bir operaya ihtiyaç yoktu.

Bunu hangi çağdaşı düşünebilmiş?

Böyle bir ufuk varken neden sosyal demokratlık diyeyim?

Bir de anti emperyalist.

En büyük özelliği o.

İnsanlar eşittir diyorsanız emperyalizme karşı çıkmanız gerekir.

Hem insanlar eşittir, hak, hukuk, adalet diyeceksin, hem petrol için bazı devletlerin içişlerine karışacaksın.

Şimdi o çok meşhur sosyal demokratlarımız Libya’ya demokrasi mi getirdiler?

Irak’ta demokrasi mi var?

Aynısı Atatürk’e teklif edildiği zaman “herkes kendi ayakları üzerinde duracak, sonra beraber ittifak yapabiliriz” demiştir.

.   SERHAN BOLLUK 10 HAZİRAN 2012 PAZAR / Sayfa:10

.  "Eski CHP milletvekili, gazetemiz yazarı Şahin Mengü önemli bir tartışma açıyor.

“Sosyal demokrat”, “Demokratik sol” gibi kavramlara karşı “Atatürkçülük, Kemalizm” diyor.

Mengü’yle ikisi arasındaki farkı konuştuk.

KAYNAK-ALINTILAR:

https://egazete.aydinlik.com.tr/sites/default/files/dergi-arsivi/2012/06/10_06_2012.pdf


TÜRKÜM DİYENE

. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! Bu sözden neler anlamalıyız? "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu...