. - Çanakkale Denİz Zaferİ
. “Atatürk Başından Beri Oradaydı!”
“Bizzat şimdi yanınıza hareket ediyorum. Benim
oraya varışıma kadar sahile çıkmış olan düşman mutlaka denize
dökülecektir.”
(4 Mart 1915, 19.
Tümen Komutanı Mustafa Kemal)
18 MART ÖNCESİ ÇANAKKALE MUHAREBELERİ
28 Ocak 1915’te İngiltere Savaş Kabinesi, İngiliz Denizcilik Bakanı
Winston Churchill’in isteği ile Çanakkale Boğazı’nın sadece donanma ile
zorlanıp geçilmesine karar verdi.
Çanakkale
önlerindeki İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’nun başına İngiliz Amiral Carden getirildi.
19
Şubat 1915’te İngiliz ve Fransız Birleşik Filosu, Çanakkale Boğazı’ndaki bazı
tabyaları bombaladı. Saldırıda Türkler 4 şehit, 11 yaralı verdi.
Saldırı
başarısızlıkla sonuçlandı.
Nitekim
19 Şubat saldırısıyla ilgili İngiliz yazar Aspinal Oglander, “ilk günkü
bombardıman sonuçsuz kaldı” derken, Robert Rhodes “boğazın girişine
taarruz, askerî fiyaskoyla sonuçlandı” demiştir.
İngiliz ve Fransız Birleşik Filosu, 25 Şubat 1915’te Çanakkale girişindeki
tabyaları bir kere daha bombaladı. Bu saldırıda Çanakkale girişindeki Türk
tabyalarının susturulması boğaz girişinin savunmasız hale gelmesine yol açtı.
Türk tarafı, 26 Şubat 1915’e kadar boğazda 10 yatay mayın hattı oluşturdu.
7
Mart’ta da Yüzbaşı Hakkı Komutası’ndaki Nusret Mayın Gemisi, saat
07.30’da 26 adet mayını, 100 metre aralıkla Erenköy Koyu’na dikey biçimde
döktü.
Böylece
boğazda 11. mayın hattı oluştu.
İngiliz- Fransız Birleşik Filosu, 25 Şubat- 18 Mart 1915 arasında Çanakkale
Boğazı girişi ile Kepez Burnu arasında tam 35 operasyon düzenledi.
Ancak
bu operasyonlardan istenilen sonuç elde edilemedi.
Sağlık
sorunları nedeniyle görevden ayrılan Amiral Carden’in yerine 16 Mart
1915’te Amiral de Robeck atandı. 18 Mart 1915 Çanakkale Boğaz
Muharebesi’nde İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’nun başında İngiliz Amiral
de Robeck vardı.
Atatürk’ün Çanakkale
Cephesi’ne Gelişi
Osmanlı
Devleti I. Dünya Savaşı’na girdiğinde Atatürk, Bulgaristan Sofya’da askeri
ateşeydi. Savaş çıkar çıkmaz Başkomutanlık Vekâletine başvurup cephede aktif
bir görev almak istedi. Fakat Başkomutan Vekili Enver Paşa, “Sizin için
orduda her zaman görev vardır. Ancak Sofya Ateşemiliterliği’ni daha önemli
gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz!” cevabını verdi. Bunun üzerine
Atatürk, Aralık 1914’te Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya bir mektup yazarak “Vatanın
müdafaasına ait faal vazifelerden daha mühim ve yüce bir vazife olamaz.
Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, ateş hatlarında bulunurken ben Sofya’da
ateşemiliterlik yapamam” dedi. (Utkan Kocatürk, Kaynakçalı Atatürk
Günlüğü, s. 33-34)
Atatürk,isteseydi pekâlâ Sofya’da askeri ataşelik yapmaya devam edebilirdi. Ama
o, konforlu hayatı elinin tersiyle bir kenara iterek cephelerde, ateş
hatlarında vatan savunmasına koştu. Israrları sonunda orduda bir görev almayı
başardı.
Atatürk, 25 Ocak 1915’te Sofya’dan İstanbul’a döndü.
Yeni
görevi hakkında Harbiye Nazırı ve Başkomutan Vekili Enver Paşa’yla
görüştü. Esat Paşa komutasındaki 3. Kolordu’ya bağlı Tekirdağ’da
oluşturulacak 19. Tümen Komutanlığı’na atandığını öğrendi. Ancak
henüz ortada böyle bir tümen yoktu.
Tümenini
kendisi kuracaktı.
Atatürk, 2 Şubat 1915’te Tekirdağ’a giderek 19. Tümeni kurmaya başladı.
25
Şubat 1915’te 19. Tümen ve Maydos Bölge Komutanlığı görevine
getirildi. 19. Tümen Komutanlığı Maydos’a (Ecebat) nakledildi. 19. Tümen’e ek
olarak 9. Tümen’in 2 piyade alayı ve bazı topçu birlikleri de Atatürk’ün emrine
verildi.
Atatürk’ün
buradaki görevi Gelibolu Yarımadası’nın ortalarından batı kıyısına, Ece
Limanı’ndan Morto Limanı’na kadar kıyı şeridini savunmaktı. Kara savaşları bu
bölgede gerçekleşecekti.
18 Mart
Öncesinde Çanakkale’deki Atatürk
26
Şubat 1915’te İngiliz- Fransız Birleşik Filosu sabah saatlerinde Çanakkale
Boğazı giriş tabyalarını topa tuttu. Seddülbahir ve Kumkale’ye çıkan düşman
müfrezeleri, bazı tabyaları tahrip etmişlerse de Türk kuvvetlerinin ateşi ve
direnişi karşısında ilerleyemediler, akşam gemilere geri döndüler.
İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’nun 26 Şubat 1915 harekâtı sırasında 19.
Tümen Komutanı Atatürk, Sağ ve Yan Müfreze Komutanlıkları’na verdiği emirlerde
Hisarlık, Seddülbahir ve Zığındere ağzının önemini belirtti, Çanakkale
Müstahkem Mevki Komutanlığı’na bazı önerilerde bulundu. Müstahkem Mevki
Komutanlığı bu önerileri dikkate aldı.
4 Mart 1915’te İngiliz- Fransız Birleşik Filosu, Seddülbahir ve Kumkale’ye
yeniden çıkarma yaptı. Seddülbahir’e ve Kumkale’ye çıkan İngiliz kuvvetleri,
Türklerin piyade ateşi ve süngü hücumlarıyla geri püskürtülüp kıyıya atıldılar.
Bölgeyi
savunmakla görevli 19. Tümen Komutanı Yarbay Atatürk, İngilizlerin
Seddülbahir’e asker çıkarma girişimi üzerine bölgedeki 26. Alay Komutanı
Binbaşı Kadri Bey’e şu emri verdi: “Bizzat şimdi yanınıza hareket
ediyorum.
Benim
oraya varışıma kadar sahile çıkmış olan düşman mutlaka denize dökülecektir.” Atatürk
bu emri verdikten hemen sonra 2 piyade alayını 1 dağ bataryasıyla Sarafim
Çiftliği ile Kayaltepe arasına, 1 alayı da Alçıtepe ile Andarya Çiftliği
arasına gönderdi.
Müstahkem
Mevki Komutanlığı’ndan “Erenköy tarafından daha iyi görülen Seddülbahir
İskelesiyle ilgili kendisine süratle bilgi vermek üzere ilgililere emir
verilmesini” istedi.
Sonra
da Maydos’tan (Eceabat) Kirte’ye, oradan da Seddülbahir’e geçti.
Karaya
ayak basan düşmanın, Türk kuvvetlerinin süngü hücumuyla yok edildiğini gördü.
(ATASE
Arşivi, No: 6/1666, Kls. 4669, Dos. H-12, F.1-75; Kocatürk, s. 35-36)
Atatürk, Müstahkem
Mevki Komutanlığı’na gönderdiği bir raporda, 4 Mart’taki çatışmayı ayrıntılı
olarak anlattı. Atatürk’ün raporuna göre 3 saat süren muharebede süngü hücumu
sonrasında düşman, çoğu yaralı halde sandallarına binerek kaçmıştı. O çatışmada
Türk tarafı 6 şehit, 13 yaralı vermişti. Atatürk, Seddülbahir’e çıkan
İngilizlere karşı kahramanca savaşan Mehmet Çavuş’un nişanla
ödüllendirilmesini istedi. (Atatürk’ün Bütün Eserleri (ATABE), C. 1, s. 210;
Kocatürk, s. 36.) Mehmet Çavuş madalya ile ödüllendirildi.
Mehmet Çavuş’un o günkü kahramanlığından sonra Türk erlerinin “Mehmetçik” diye
adlandırıldığı iddia edilir.
18
Mart Deniz Muharebesi ve Atatürk
18
Mart 1915 günü Atatürk, Gelibolu Yarımadası’nda 19. Tümen ve
Maydos Bölge Komutanlığı görevinde bulunuyordu.
Atatürk, görev
alanına giren kıyılara yapılacak bir kara çıkarmasına karşı koymakla
görevliydi. Bilindiği gibi 18 Mart’ta bir kara çıkarması olmadı.
Dolayısıyla
Atatürk’ün müdahalesine de gerek kalmadı.
Boğazdan geçmeye çalışacak İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’na karşı koymak
ise Cevat (Çobanlı) Paşa komutasında doğrudan Başkomutanlığa
bağlı Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı’nın göreviydi.
18 Mart 1915 sabahı 19. Tümen Komutanı Atatürk, Maydos’a (Eceabat)
gelen Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa’ya, Seddülbahir kıyılarında aldığı
savunma önlemlerini göstermek istedi. Bunun için Cevat Paşa’yla birlikte
Kirte’ye gittiler.
Atatürk
ve Cevat Çobanlı Kirte’de iken düşman donanmasının boğaz girişine ateş ettiğini
gördüler. Hemen Maydos’a geri döndüler. (Kocatürk, s.36)
Cevat Çobanlı Paşa, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 22. yılında, 1937’de, 18 Mart
1915 sabahını şöyle anlatacaktı:
-“18
Mart sabahı düşman donanmasının taarruz edeceği hakkında bir malumatımız yoktu.
O sabah Büyük Önder Atatürk’le beraber Seddülbahir mıntıkasında bulunan bir
piyade alayımızı teftişe gidiyorduk. Hemen geri döndük. Alçıtepe’ye yaklaşmakta
iken ilk mermi tepemizden geçti. Maydos’ta Atatürk’ten ayrıldım. Bir motora
atlayarak Çanakkale’ye geçtim. Doğru tarassud mahalline geçtim.” (Cumhuriyet,
18 Mart 1937, s.3)
18
Mart sabahı saat 10.00- 11.00 gibi İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’nun
Çanakkale Boğazı’ndan girmesiyle başlayan deniz savaşı, akşam saat
18.00- 19.00 gibi sona erdi. Yaklaşık 7 saat içinde kıyılardaki Türk
topçularının isabetli atışlarıyla ve boğazda özellikle Nusret Mayın
Gemisi’nin döşediği mayınlarla düşman donanması ağır hasar görüp geri
çekildi.
Atatürk, 19 Mart 1915 tarihli raporunda, 18 Mart Deniz Savaşı’nda düşmana ağır
kayıplar verdirildiğini anlatıp bundan sonra yapılması gerekenleri sıraladı.
18 Mart 1915 Çanakkale Deniz Muharebesi’nde Türk- Alman ittifakının toplam
kaybı sadece 97 kişiydi. Kayıpların çoğu yaralılardan oluşuyordu.
Ayrıca
Türkler 6 top, 1 tabya kaybetmişti.
Buna
karşın İngiliz- Fransız Birleşik Filosu’nun 3 savaş gemisi battı, 4’ü ağır yara
aldı.
Düşman
toplam 44 top ve 800 insan kaybetti. (Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, V.
Cilt, Çanakkale Cephesi Harekâtı, s.46,49).
Düşmanın
insan kaybının 1800 kişiyi geçtiğini iddia eden kaynaklar var.
18 Mart 1915 Deniz Zaferi hakkında İngiltere Denizcilik Bakanı Sir Winston
Churchill şöyle diyor:
-“Türkler,
Çanakkale’yi zorlayan, çağının en ileri tekniğe sahip güçler karşısında adeta
bir kale gibi dikilmişlerdir.”
Müstahkem Mevki Komutanı Cevat (Çobanlı) Paşa, deniz zaferinin baş mimarıdır.
Atatürk’ün
Kıyı Savunma Planının Değiştirilmesi
Atatürk, 25
Şubat 1915’te Maydos Bölge Komutanlığı görevine gelir gelmez, kıyı şeridini
savunmak için emrine verilmiş 9. Tümenin 2 alayını yetersiz buldu. Kendi 19.
Tümeninden 2 alayı daha kıyı hattında görevlendirdi.
Böylece
toplam 4 alayla, düşmanın çıkarma yapabileceği kıyılarda çok güçlü bir savunma
düzeni oluşturdu. (İsmet
Görgülü, Çanakkale İlk Günde Biterdi, s.16-17)
Atatürk’ün, kıyı
savunma planı, düşmanı daha çıkarma yaparken kıyıda karşılayıp karaya çıkmadan
veya karaya çıkarken imha etme esasına dayanıyordu.
24
Mart 1915’te Alman Mareşal Liman von Sanders Paşa Çanakkale’de yeni
kurulan 5. Ordu Komutanlığı’na getirildi. Aynı gün, Atatürk’ün 19. Tümeni ordu
yedeğine alındı.
Atatürk, Maydos
Bölge Komutanlığı’ndan ayrıldı. Bu göreve 9.Tümen Komutanı Albay Halil Sami Bey
getirildi.
Liman von Sanders, 25 Mart 1915’te Çanakkale’ye geldi.
31
Mart’ta Kabatepe ve Alçıtepe’den muharebe alanını inceledi.
Sanders, aynı
gün Atatürk’ün düşmanı kıyılarda imha etme planını değiştirdi.
Kıyıları
savunmakla görevli birlikleri içeri aldı.
Nereye
çıkarma olursa oraya birlik sevk etme mantığıyla kıyıları savunmasız
bıraktı. Enver Paşa, Cevat Paşa, Halil Sami ve Atatürk bu
plana karşı çıksalar da Liman von Sanders kararında diretti.
O
sırada Çanakkale’de Türk ordusunun 6 tümeni ve 1 süvari tugayı varken Liman
von Sanders, düşman çıkarmasının beklendiği Seddülbahir ve Kabatepe’nin
savunmasını sadece 1 tümene bıraktı.
Oysa Atatürk, bu
bölgelerde “hiç olmazsa 1 tümenin daha görevlendirilmesi zorunluluktur”
diyordu. Müstahkem Mevki Komutanı Cevat (Çobanlı) Paşa da 20 Mart
1915’te Başkomutanlığa, yarımadanın güneyini 2 tümenle (19. ve 9.tümenler)
savunmak istediğini bildirmişti.
Ancak
Alman etkisindeki Başkomutanlık, kendisine,
-“Hayır!
1 tümenle savun ve 19. Tümeni ordu yedeğine al!” demişti. (Görgülü, s. 52-53)
Sonra ne mi oldu?
Düşman,
25 Nisan 1915’te az sayıda birlik bırakılan kıyılardan Gelibolu Yarımadası’na
çıkarma yaptı.
Atatürk, 3 Mayıs 1915’te, cepheden Başkomutan Vekili Enver Paşa’ya gönderdiği
bir mektupta aynen şöyle diyordu:
-“Maydos (Eceabat) bölgesi kuvvetlerini komuta ettiğim zaman aldığım tertibat
(düzen) ile düşmanın karaya çıkmasına izin verilmeyebilirdi. Von Sanders Paşa
(...) sahilde çıkarma noktalarını tamamen açık bırakacak tertibat almış ve
bugün düşmanın karaya asker çıkarmasını kolaylaştırmıştır.
Vatanımızın
savunmasında kalp ve vicdanları bizim kadar çarpmayacağına şüphe olmayan başta
von Sanders olmak üzere bütün Almanların fikirlerinin üstünlüğüne güvenmemenizi
kesin şekilde istirham ederim.”
Atatürk
mektubunu, Enver Paşa’nın Çanakkale’ye gelip komutayı bizzat ele almasını
isteyerek bitiriyordu. (ATABE, C.1, s.218)
Çanakkale
Muharebeleri 18 Mart’ta bitmedi.
On
binlerce cana mâl olan asıl büyük mücadele zinciri 25 Nisan 1915’te düşman
kuvvetlerinin Gelibolu Yarımadası’nda karaya çıkmasıyla başladı. 25 Nisan
sabahı Arıburnu’na çıkan ve kıyıda 27. Alaya mensup sınırlı sayıdaki Türk
kuvvetini etkisiz hale getiren düşmanın karşısına 57. Alay’la 19. Tümen
Komutanı Yarbay Atatürk dikildi.
Gün
boyu devam eden kanlı çatışmalarla düşmanı durdurdu.
1
Haziran’da albaylığa terfi eden Atatürk, 8 Ağustos 1915 akşamı Anafartalar
Grup Komutanlığı’na getirildi. Bu görevde 4 ay boyunca 10 tümen civarında,
100 bini aşkın kuvveti idare etti.
Atatürk, 25 Nisan Arıburnu, 9 Ağustos 1. Anafartalar, 21 Ağustos 2.
Anafartalar zaferleri ve 10 Ağustos Conkbayırı Taarruzu ile Çanakkale’yi
geçilmez yapan Mehmetçiğin başında “Anafartalar Kahramanı” olarak
abideleşti.
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Çanakkale’nin tüm kahramanlarını
saygıyla, rahmetle anıyorum.
. 21 Mart 2022
https://www.sozcu.com.tr/canakkale-deniz-zaferi-ataturk-basindan-beri-oradaydi-wp7023435