19 Mayıs 2022 Perşembe

19 Mayıs?

 -  19 Mayıs?        

·       19 Mayıs 1927 tarihli "Hakimiyet-i Milliye" gazetesinde yayımlanan Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “19 Mayıs?” başlıklı yazısı:

·       “Bundan sekiz yıl evvel, böyle bir ilkbahar günü, tam Mayıs’ın on dokuzunda Samsun Limanı’na bir vapur yanaştı ve bu vapurun içinden yanında dört beş yoldaşıyla ümerây-ı askeriyeden genç bir Mirliva çıktı, herhangi bir yolcu gibi tantanasız, debdebesiz, sessizce karaya ayak bastı.

·       Bu genç Mirliva Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa idi.

·       O tarihte bütün Türk milleti gibi Samsunlular da “Mustafa Kemal”in, Anafartalar kahramanı “Mustafa Kemal” olduğunu bilmekle beraber onun Samsun’a vürudunu fazla bir coşuşla karşılamadılar ve belki İstanbul’dan gelip geçen herhangi bir resmi yüksek şahsiyete gösterilen hürmet ve tazimle iktifa ettiler.

·       Esasen o tarihte Türk milleti bütün kahramanlık hatıratını unutmuş ve her tarafın başına çöken bin bir felaketin altında şaşkın ve perişan bir hale düşmüştü.

·       Halkın gözü artık hiç bir şanın şaşaasıyla kamaşmıyor, yürekler artık hiç bir kimseden medet ummuyordu.

·       Daha dört gün evvel, İzmir Yunanlılara verilmişti.

·       Bu akıbet günün birinde belki Samsun’un başına da gelecekti.

·       Şimdiden Karadeniz sularında yıkanan bütün bu Anadolu topraklarının adına “Pontus” ünvanı verilmişti.

·       Şimdiden, bütün Karadeniz limanlarında İstanbul Rum ve Ermeni patrikhanelerinin sevk ve idare ettiği hafi ve açık teşkilatın birbirinden feci, birbirinden meşum asar ve tezahüratı hissedilmeye başlamıştı?

·       Her tarafta Türk ayağı alanındaki topraklar sarsılıp kayıyordu.

·       Ve bu sarsıntılar en ziyade Samsun’da mahsus oluyordu, zira Samsun Pontuscuların merkez-i faaliyeti idi.

·       Böyle bir anacan babacan gününde Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa’ya kim bakar?

·       Bahusus ki, bu paşa, mevcudiyeti madumiyetinden beter bir hükumetin, belki adı var kendi yok bir orduya gönderdiği sivri bir müfettişti.

·       Türk Milleti, bütün askeri ve mülki müesseseleriyle, hükumetiyle, ordusuyla nasıl karanlık bir adem [yokluk] içine yuvarlandığını biliyordu.

·       Ve bu boşluğun ka’rında [derinliğinde] bir kurtuluştan bahsetmek ona masal geliyordu.

·       Şimdiden millet namındaki muazzam küll-î teşkil iden cüzler yekdiğerinden ayrılıp her biri kendi başının çaresine bakmak endişesine düşmüştü.

·       Bir Samsunlu bir İstanbullunun ne istediğini anlamıyor, bir Trakyalı bir İzmirlinin ıstırabına iştirakte müşkülat çekiyordu.

·       Şarktan cenuba doğru, bütün Anadolu ülkesinde birbirini tutmaz, birbirinden bihaber bir takım teşekküller, taazzuvlar göze çarpıyor ve bunların her biri umumi anarşinin, maddi ve manevi şûrişin [kargaşalığın] birer alameti olmaktan başka bir manâ ifade etmiyordu.

·       İşte, bundan sekiz sene evvel, Samsun Limanı’na çıkan genç yolcuyu böyle karışık, mazlum ve perişan manzaranın içinden anavatanın bağrına doğru yavaş yavaş yol alırken görüyoruz.

·       Taa Trablusgarp çöllerindeki mücahede günlerinden beri, hiç gölge yüzü görmeyen çehresi – sarı değil – fakat bir sıcak tunç gibidir.

·       Adımlarında hiç bir tereddüt müşahede edilmiyor: yalnız başınadır.

·       Lakin sanılır ki arkasında nihayetsiz bir ordu var, o derece emniyet ve itimat ile yürüyor onun bu sakin ve pervasız yürüyüşünü görenlerin kalbine yavaş yavaş ümide benzer bir his geliyor.

·       Ümit mi?

·       Haydi, oradan…

·       Bu kıyamet havası içinde ümitten bahseden deli kimdir?

·       Memleketin dört bir tarafını çelikten bir çemberle kuşatmışlar, içinde orduya benzer bir şey şöyle dursun, hatta adam akıllı müsellah bir tabur bile bırakmamışlar ve her köşe başına bir galip devletin karakolunu ikame etmişler.

·       Ne sağa, ne sola, ne arkaya, ne öne kımıldamak kabil ve bütün dünya, bütün küre-i arz Türk Milletinin aleyhine, bin bir türlü gayzile mücehhezdir.

·       Bu cehennemi badireye karşı tek başına bu genç Mirliva mı koyacak?

·       Ne ile?

·       Bu dal gibi narin vücuduyla mı?

·       Evet!

·       Zira, ona yakından bakanlar bu yanık tunç çehrenin ortasında mütekâsif bir ışığın şimşeklerini görüyorlar.

·       Onlarca bu şimşekler yakında bir boranın vuku’na alamettir.

·       Ve boradan sonra mutlaka açık ve güzel hava gelir.

·       Filvaki şimdiden bu muharebe nikabının altında bir büyük fikrin, bir yaratıcı mefkûrenin doğduğu mahsus olmaktadır.

·       İşte o, siyasetinin daha ilk merhalesinde her türlü müktesep şereflerinden ve resmi ehemmiyetlerinden tecrit edip bir nefer haline girdikten sonrada yine şahsındaki nüfuz ve kudreti kaybetmiyor, hatta bu nüfuz, bu kudret daha büyük bir salabet ve necabet kesbeyliyor.

·       Her halde bunun bir sebebi olacak?

·       Anadolu bu sebeb-i keşfe vakit bile bulmadı.

·       “Mustafa Kemal” denilen harika, Anadolu’nun içine bir cesede bir ruh gibi girmişti.

·       Hiç ceset ruhu tahlil ve muhakeme edebilir mi?

·       Ona senin cevherin nedir?

·       Beni harekete getiren bu kudreti nereden alıyorsun diyebilir mi?

·       Anadolu’nun “Mustafa Kemal” ile visâli bu bedbaht ülkeye, yalnız bir ruhun bir cesede girişi gibi değil, aynı zamanda yeni bir tâli’n ona yed-i ezelden bir bahşâyiş gibi oldu.

·       Ne mübarekmiş o 19 Mayıs günü ki, Türk milletinin mukadderatı yedi yüz yıllık felaketine tamamen ma’kes bir istikamet aldı.”

·       Yakup Kadri [Karaosmanoğlu]

Kaynak: Hakimiyet-i Milliye gazetesi, 19 Mayıs 1927, sayfa: 1

https://mustafakemalim.com/19-mayis/

19 Mayıs Bizim Bayramımızdır

 -  19 Mayıs Bizim Bayramımızdır.              

.  Türk Kurtuluş Savaşı bizim milletimiz için bir kahramanlık destanıdır.

.  Türk milleti esaret altında var olunamayacağını ve yurt topraklarımızın işgal edilemeyeceğini tüm dünyaya kanıtlamıştır.
.  Türk milleti yurdunu düşmanlardan kurtarmış, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

.  Atatürk'ün 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıkması ile başlayan Türk Kurtuluş Savaşı, büyük bir zaferle sonuçlandıktan sonra 29 Ekim 1923te Cumhuriyet ilan edilmiştir.

.  Ülkemizde her yıl Kurtuluş Savaşı ve Milli Mücadelenin başlangıcı olan 19 Mayıs günü “ATATÜRK’Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI” olarak kutlanır.

.  Büyük bir ulusal savunma savaşını yaşamış olan Türk milletinin kanıyla, onur ve gururu ile var olan bu ülke, hepimize emanettir. 

.   Atatürk, Cumhuriyeti Türk gençliğine armağan etmiştir.

.   Atatürk şöyle söylemiştir:

.   “Gençler… Cesaretimizi pekiştiren, sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile insanlık ve uygarlığın, vatan sevgisinin en değerli sembolü olacaksınız. Gençler vatan size emanet edilmiştir.

Onu en iyi şekilde yüceltecek ve koruyacak sizlersiniz. Her şey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız.

O gençlik ki, hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ümidi, ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.”

.    Bugün de bizler Türk milleti olarak gençlerin bu ülkeyi geleceğe en iyi şekilde taşıyacağına güvenmek istiyoruz.

.   Beraberlik içinde birbirine sevgi ve saygı ile yaklaşan, iyi eğitim almış, ulusal bilinç sahibi, fikri özgür, iradesi özgür "Türk Genci" ülkesinin dünya üzerindeki yerinin önemini çok iyi kavrayacak ve ulusal bağımsızlığı korumak isteyecektir.

.   19 mayıs geldiğinde "Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı"nı kutlarken büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, bu vatan için canlarını veren şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.  .

Bu bayram gününü sadece bir spor bayramı olarak yorumlamak isteyen zihniyet ve girişimler ise çok yanlış yapmaktadırlar.

. Çünkü yok olmak üzere olan ve emperyalist devletlerin işgal ettiği bir yurdun kendini savunmak için verdiği çok yüce bir "Egemenlik ve Bağımsızlık Savaşı"nın anımsanması, anılması ve onunla gurur duyulması için düzenlediğimiz bir bayram günüdür.

. Güçlü, ruh ve beden sağlığı yerinde, bilinçli, dinamik gençlerimize bugün ayrıca değer vermemiz ve onlara yer açıyor olmamız, geleceğimizi onlara vereceğimizi göstermek içindir.

. Sakın, hiç bir kişi ya da zümre, zihniyet Gazi Mustafa Kemal önderliğinde verilmiş ve kazanılmış olan TÜRK KURTULUŞ SAVAŞI'nı Türk Milleti'ne unutturmaya kalkmasın.

. Tam AKSİNE, özellikle 21. yüzyılda, dünyadaki emperyalist güçlerin yoksul ve yoksun milletleri sömürmesine, insanların özgür iradelerinin ellerinden alınmasına, gezegenimizin "kazanç" amaçlı yok edilmesine bir DUR denilebilmesine ÖRNEK olabilecek Türk Kurtuluş Savaşı'nı önce "biz" sonra da tüm "dünya milletlerine" tanıtmalıyız.

.    Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 19.05.2022

 

TÜRKÜM DİYENE

. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! Bu sözden neler anlamalıyız? "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu...