18 Mart 2025 Salı

ÇANAKKALE'de MUSTAFA KEMAL

   ÇANAKKALE SAVAŞLARINDA MUSTAFA KEMAL ATATÜRK:

Çanakkale Savaşları, Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehasını ve liderlik yeteneklerini sergilediği, Türk ve dünya tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır.

Atatürk'ün bu savaşlardaki etkisi ve başarıları şu şekilde özetlenebilir:

Doğru Stratejik Öngörüler:

Atatürk, İtilaf Devletleri'nin (İngiltere ve Fransa) asıl amacının Çanakkale Boğazı'nı geçerek İstanbul'u ele geçirmek olduğunu doğru bir şekilde öngördü.

Bu öngörü doğrultusunda, düşmanın olası çıkarma noktalarını belirleyerek savunma stratejileri geliştirdi.

Özellikle Conkbayırı ve Anafartalar'da düşmanın çıkarma yapabileceği kritik noktaları önceden tespit ederek birliklerini bu bölgelere sevk etti.

Cesur ve Kararlı Liderlik:

Atatürk, askerlerine yüksek bir moral ve motivasyon aşılayarak onları cesaretlendirdi.

Cephede bizzat ön saflarda yer alarak askerleriyle birlikte savaştı ve onlara örnek oldu.

"Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!" sözü ile askerlerin vatan sevgisini ateşlemiştir.

Düşmanın ilerleyişini durdurmak için kritik anlarda hızlı ve doğru kararlar aldı.

Alay'ın kahramanca mücadelesi bunun en güzel örneklerinden biridir.

Taktiksel Deha:

Atatürk, araziyi çok iyi kullanarak düşmana karşı etkili savunma taktikleri uyguladı.

Siper savaşlarının zorlu koşullarında bile askerlerini ustaca yöneterek düşmanın ilerlemesini engelledi.

Anafartalar'da düşmanın yaptığı çıkarma harekatını kısa sürede püskürterek büyük bir zafer kazandı.

Çanakkale Savaşları'nın Sonuçları ve Atatürk'ün Rolü:

Çanakkale Savaşları, İtilaf Devletleri için büyük bir hezimetle sonuçlandı.

Atatürk'ün bu savaşlardaki başarıları, "Türk milleti"nin "bağımsızlık mücadelesi"nde ona olan güvenini artırdı.

Çanakkale'deki askeri dehası ve liderlik yetenekleri, Kurtuluş Savaşı'nda da büyük bir rol oynadı.

Çanakkale Savaşları, Atatürk'ün askeri ve siyasi kariyerinde bir dönüm noktası oldu ve onun "Gazi" unvanını almasını sağladı.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.03.18, MŞ.

.         (Araştırma ve değerlendirme yazım.) 

 

ATATÜRK'e BORÇLUYUZ

    ATATÜRK'e ÇOK BORÇLUYUZ     .

Hepimiz, bu devlet ve ülke için Atatürk'e çok teşekkür etmeli ve takdir etmeliyiz.

Onun fikirleri ve devrimleri, başarıları bizleri kurtarmıştır.

Atatürk'ün fikirleri ve devrimleri, Türk milletinin ortak değerleridir.

Mustafa Kemal Atatürk, sadece bir asker ve devlet adamı değil, aynı zamanda ileriyi çok iyi gören bir liderdi.

Onun önderliğinde kazanılan Kurtuluş Savaşı ve sonrasında gerçekleştirilen devrimler, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atmış ve ülkeyi çağdaş bir ulus haline getirmiştir.

Bu değerlere sahip çıkarak, Atatürk'ün mirasını yaşatmak ve Türkiye'yi daha da ileriye taşımak hepimizin sorumluluğudur.

Atatürk'ün fikirleri ve devrimleri, sadece o dönemi değil, günümüzü ve geleceğimizi de şekillendirmeye devam ediyor.

A) ATATÜRK'ÜN BİZLERE KAZANDIRDIĞI BAZI ÖNEMLİ DEĞERLER:

Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk milletine kazandırdığı en önemli değerler, Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturan ve toplumsal hayatımızı şekillendiren ilkelerdir.

Atatürk'ün kazandırdığı bu değerler, Türkiye Cumhuriyeti'nin temelini oluşturmakta ve Türk milletinin geleceğine ışık tutmaktadır.

1. Bağımsızlık:

Atatürk'ün önderliğinde kazanılan Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin sembolü olmuştur.

"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesiyle, ulusal iradenin üstünlüğü vurgulanmıştır.

2. Cumhuriyet: -

Cumhuriyet, halkın kendi kendini yönettiği, egemenliğin millete ait olduğu bir yönetim şeklidir.

Atatürk, bu yönetim şeklini Türkiye'ye kazandırarak, halkın iradesinin üstünlüğünü sağlamıştır.

3. Laiklik:

Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, din ve vicdan özgürlüğünün güvence altına alınmasıdır.

Atatürk, laiklik ilkesiyle, farklı inançlara sahip insanların bir arada barış içinde yaşamasını sağlamıştır.

4. Milliyetçilik:

Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, ırk ve din ayrımına dayanmayan, vatan sevgisi ve milli birlik duygusunu esas alan bir anlayıştır.

"Ne mutlu Türk'üm diyene" sözü, bu anlayışın en güzel ifadesidir.

5. Halkçılık:

Halkçılık, toplumun tüm kesimlerinin eşit haklara sahip olması, "ayrıcalıkların" kaldırılması ve "sosyal adaletin" sağlanmasıdır.

Atatürk, halkın refahını ve mutluluğunu ön planda tutmuştur.

6. Devletçilik:

Devletçilik, ekonomik kalkınmanın devlet eliyle desteklenmesi, milli sanayinin kurulması ve halkın refahının artırılmasıdır.

Atatürk, planlı bir ekonomi politikası izleyerek, Türkiye'nin "kalkınmasına" çok büyük katkılar sağlamıştır.

7. Devrimcilik (İnkılapçılık):

Devrimcilik, sürekli yenilenme ve gelişme, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma hedefidir.

Atatürk, eğitim, hukuk, kültür gibi alanlarda yapılan devrimlerle, Türkiye'yi çağdaş bir ülke haline getirmeyi amaçlamıştır.

8. Akıl ve Bilim:

Atatürk, "akıl ve bilimin" önemini vurgulayarak, toplumun her alanda bilimsel düşünceyi benimsemesini teşvik etmiştir.

"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözü, bu anlayışın en güzel ifadesidir.

9. Barışçılık:

"Yurtta barış, dünyada barış" ilkesiyle, uluslararası ilişkilerde barışın önemini vurgulamıştır.

Atatürk, Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada barışın kurulması ve devamlılığı için çok çaba göstermiştir.

10. Modernleşme: (Çağdaşlık)

Atatürk, Türkiye'yi çağdaş bir ülke haline getirmek için birçok alanda reformlar, devrimler yapmıştır.

Eğitim, hukuk, ekonomi, endüstri, kültür gibi alanlarda yapılan bu reformlar, yenileşme hareketleri Türkiye'nin kalkınmasına ve gelişmesine katkılar sağlamıştır.

B ) ATATÜRK'E KARŞI ÇIKANLARI TANIMAK GEREKİR:

Atatürk'ün bizlere kazandırdıklarını yok saymak isteyen, karşı çıkanlar hangi kişi ve kitlelerdir?

Atatürk'e karşı çıkanların sayısı, Türk toplumunun genelinde çok azınlıktadır.

Türk halkının büyük çoğunluğu, Atatürk'ün mirasına sahip çıkmakta ve onun fikirlerini yaşatmaya devam etmektedir.

Atatürk'ün bizlere kazandırdığı değerleri yok saymak veya bunlara karşı çıkmak, farklı ideolojik ve siyasi görüşlere sahip kişi ve gruplar tarafından zaman zaman dile getirilebilmektedir.

Bu karşı çıkışların temelinde yatan nedenler ve bu kişi/kitlelerin kimler olduğu şu şekilde özetlenebilir:

1. Radikal Dinci, İslamcı Gruplar:

Laiklik ilkesine karşı çıkarak, dini kuralların devlet yönetiminde etkili olması gerektiğini savunan gruplar.

Cumhuriyet'in kazanımlarını ve modernleşme çabalarını eleştirerek, geçmişteki dini değerlere dönüşü savunurlar.

Bir din devleti, islamcı devlet kurmak isterler.

Bu grupların ortaya çıkışları ve yayılmaları çok şüphe çeklicidir.

2. Aşırı Milliyetçi Gruplar:

Atatürk'ün milliyetçilik anlayışını yetersiz veya hatalı bulan, daha ırkçı veya etnik temelli bir milliyetçilik anlayışını savunan gruplar.

Atatürk'ün bazı politikalarını, ulusal çıkarlara aykırı veya zayıflık göstergesi olarak değerlendirenler.

3. Geçmişe Özlem Duyanlar:

Osmanlıclık: Osmanlı İmparatorluğu'na veya geçmişteki bazı yönetim şekillerine özlem duyan, Cumhuriyet'in kuruluşunu ve yapılan devrimleri eleştiren kişiler.

Geçmişteki bazı gelenek ve göreneklerin kaybolmasından dolayı Atatürk'ü sorumlu tutanlar.

4. Yabancı Güçlerin Desteklediği Gruplar:

Türkiye'nin istikrarını bozmak veya bölgedeki çıkarlarını korumak isteyen bazı yabancı güç odaklarının ya da devletlerin desteklediği kişi veya gruplar.

Bu gruplar, Atatürk'ün mirasını zayıflatmak ve Türkiye'yi "bölmek amacıyla" çeşitli propaganda ve faaliyetlerde bulunabilirler.

Ülke içerisinde etnik ve dinci terör örgütleri kurmuşlardır ve ülkenin huzurunu devamlı kaçırmaktadırlar.

5. Siyasi Çıkarlar Peşinde Olanlar:

Atatürk'ün mirasını kendi siyasi amaçları için kullanmak veya manipüle etmek isteyen bazı siyasetçiler ve gruplar.

Atatürk'ü kendi sağ ya da sol ideolojilerine göre yorumlayarak, toplumu kutuplaştırmaya çalışanlar.

Ülkeyi bölmek, devlet yapısını değiştirmek gibi hedefleri olan bazı etnik ya da islamcı terör örgütleri ne yazık ki çeşitli olaylara sebep veriyorlar.

6. Bilgi Eksikliği ve Yanlış Bilgilendirme:

Atatürk'ün hayatı, fikirleri ve devrimleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan veya yanlış bilgilendirilen kişiler.

Bu kişiler, kulaktan dolma bilgilerle veya yanlış yorumlarla Atatürk'e karşı olumsuz bir tutum sergileyebilirler.

Bu kitleler genellikle tarikatların ya da değişik örgütlerin, fraksiyonların etkisi altında kalanlar olmuştur.

C ) Önemli Not:

.  Atatürk'ü yok saymak isteyenlere, ve ona karşı çıkanlara karşı nasıl bir mücadele verilmelidir?

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.03.18, MŞ.

.         (Araştırma ve değerlendirme yazım.) 

 

ATATÜRK OLMASA İDİ

    ATATÜRK OLMASA İDİ     .  

Bugün bu ülke, bu topraklar ve bugünkü halk ne durumda olurdu?

Atatürk'ün olmadığı bir senaryoda, Türkiye'nin bugünkü durumundan çok farklı bir noktada olması ve önemli zorluklarla karşı karşıya kalması olası idi.

Atatürk'ün liderliği ve reformları, Türkiye'nin modern, bağımsız ve laik bir devlet olarak varlığını sürdürmesinde çok önemli rol oynamıştır.

Kesin bir şey söylemek kolay olmasa da, tarihsel bağlam ve olası sonuçlar üzerinden bazı çıkarımlar yapılabilir:

A )Siyasi ve Toprak Bütünlüğü:

-İşgal ve Parçalanma: 1. Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri'nin planları doğrultusunda Anadolu'nun büyük bir kısmının işgal altında kalması veya farklı devletler tarafından paylaşılması olasılığı yüksekti.

-Bağımsızlık Mücadelesi: Atatürk'ün liderliğinde başlatılan Kurtuluş Savaşı'nın gerçekleşmemesi durumunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması ve bugünkü sınırlara sahip olması mümkün olmayabilirdi.

-Siyasi İstikrarsızlık: İşgal ve parçalanma senaryosunda, bölgede uzun süreli siyasi istikrarsızlıklar, iç çatışmalar ve bölgesel güçlerin müdahaleleri yaşanabilirdi.

B ) Sosyal ve Kültürel Yapı:

-Modernleşme ve Laikleşme: Atatürk'ün başlattığı modernleşme ve laikleşme reformlarının gerçekleşmemesi durumunda, toplumun daha geleneksel ve dini kurallara dayalı bir yapıda kalması beklenebilirdi.

-Eğitim ve Bilim: Eğitim ve bilim alanındaki gelişmelerin yavaşlaması veya durması, toplumsal kalkınmayı olumsuz etkileyebilirdi.

-Kadın Hakları: Kadınların toplumsal hayata katılımı ve haklarının gelişimi konusunda önemli gecikmeler yaşanabilirdi.

C ) Ekonomik Durum:

-Ekonomik Bağımlılık: İşgal ve parçalanma senaryosunda, ülkenin ekonomik olarak dış güçlere bağımlı hale gelmesi ve kaynaklarının sömürülmesi olasılığı yüksekti.

-Sanayileşme: Atatürk'ün başlattığı sanayileşme hamlelerinin gerçekleşmemesi durumunda, ekonomik kalkınmanın yavaşlaması ve ülkenin tarım ağırlıklı bir yapıda kalması beklenebilirdi.

D ) Bölgesel ve Uluslararası İlişkiler:

-Bölgesel Çatışmalar: Bölgedeki siyasi istikrarsızlık ve güç dengesizlikleri, bölgesel çatışmaların artmasına ve Türkiye'nin bu çatışmalara dahil olmasına yol açabilirdi.

-Uluslararası İtibar: Türkiye'nin uluslararası arenada bugünkü konumuna sahip olması ve bölgesel bir güç olarak tanınması mümkün olmayabilirdi.

I - ATATÜRK HİÇ OLMASA İDİ TÜRKİYE VE CUMHURİYET OLABİLİR MİYDİ, BUNLARIN YERİNE NELER OLURDU?

Atatürk'ün liderliği ve Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında ve bugünkü sınırlarına sahip olmasında belirleyici kesin bir rol oynamıştır.

Atatürk'ün olmadığı bir senaryoda, Türkiye'nin bugünkü durumundan çok farklı bir noktada olması ve önemli zorluklarla karşı karşıya kalması son derece olası idi:

Atatürk'ün olmadığı bir senaryoda Türkiye'nin ve Cumhuriyet'in nasıl bir yol izleyeceği kesin olarak bilinemez.

Ancak, tarihsel bağlam ve olası sonuçlar üzerinden bazı çıkarımlar yapılabilir:

II - OLASI SENARYOLAR                       :

A- İşgal ve Parçalanma:

Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri'nin planları doğrultusunda Anadolu'nun büyük bir kısmının işgal altında kalması veya farklı devletler tarafından paylaşılması olasılığı yüksekti.

Bu durumda, bugünkü Türkiye sınırlarına sahip bir devletin ortaya çıkması mümkün olmayabilirdi.

B- Farklı Bir Yönetim Şekli:

Cumhuriyet yerine, Osmanlı İmparatorluğu'nun devamı niteliğinde bir monarşi veya farklı bir siyasi yapı kurulabilirdi.

Ancak, 1. Dünya Savaşı'nın yarattığı koşullar ve bölgesel güç dengeleri göz önüne alındığında, bu tür bir yapının istikrarını koruması zor olabilirdi.

C- Bölgesel Devletler:

Anadolu'da farklı "etnik ve dini" grupların "kendi devletlerini" kurmaya çalışması ve bu durumun uzun süreli çatışmalara yol açması mümkündü.

Bu senaryoda, bugünkü Türkiye'nin yerinde birden fazla küçük devletin bulunması olasıydı.

Ç- Daha Zayıf Bir Devlet:

Kurtuluş savaşı ve Atatürk'ün yaptığı DEVRİMLER, reformlar "olmadan" daha "zayıf bir ülke" olabilirdi.

Ekonomik olarak dış güçlere bağımlı hale gelmesi ve kaynaklarının sömürülmesi olasılığı yüksekti.

D- Cumhuriyet'in Yerine Neler Olabilirdi?

-Monarşi:

Osmanlı Hanedanı'nın devam etmesi ve ülkenin bir padişah tarafından yönetilmesi mümkündü.

Ancak, bu durumda bile, padişahın yetkilerinin sınırlı olması ve meclis gibi kurumların varlığı söz konusu olabilirdi.

-Teokrasi: İslam Devleti:

Ülkenin dini kurallara göre yönetildiği bir teokratik devlet kurulabilirdi.

Bu senaryoda, din adamlarının siyasi hayatta önemli bir rol oynaması ve laik kurumların zayıflaması beklenirdi.

-Askeri Cunta:

Ülke 1. Dünya savaşı sonrası bir çok darbe ve askeri cunta ile yönetilebilirdi.

ÖZETLE:

.  Gittikçe daha ciddi bir sorun olan düşmanlık ve karşı çıkmanın ardında çeşitli çıkar grupları olabilir.

.  Çok ciddi bir biçimde araştırmalı, incelemeli ve okumalıyız ve ülkenin kuruluşunu iyi kavramalıyız.

    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.03.18, MŞ.

.         (Araştırma ve değerlendirme yazım.) 

 

ATATÜRK DÜŞMANLARIYLA MÜCADELE

.  ATATÜRK DÜŞMANLARIYLA MÜCADELE

Atatürk'e, demokrasiye ve devrimlere "karşı çıkanlarla" nasıl mücadele edilebilir?

Atatürk düşmanlarıyla mücadele en açık ve kesin nasıl yapılmalıdır?

Atatürk'ü yok saymak isteyenlere, ve ona karşı çıkanlara karşı nasıl bir mücadele verilmelidir?

Atatürk'e karşı çıkanlara karşı mücadele, çok yönlü ve sabırlı bir yaklaşım gerektirir.

Bu mücadelede izlenebilecek bazı stratejiler:

1. Eğitim ve Bilgilendirme:

-Doğru Bilgi Yaymak:

Atatürk'ün yaşamı, fikirleri ve devrimleri hakkında doğru ve güvenilir bilgileri yaymak.

Atatürk'ün sözlerini ve eserlerini geniş kitlelere ulaştırmak.

Yanlış bilgilendirme ve dezenformasyonla mücadele etmek.

-Eğitim Sistemini Güçlendirmek:

Okullarda Atatürk'ün ilkelerinin doğru ve kapsamlı bir şekilde öğretilmesini sağlamak.

Tarih derslerinde objektif ve bilimsel bir yaklaşım benimsemek.

Genç nesillerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmek.

-Medya ve Yayıncılık:

Atatürk'ün mirasını anlatan belgeseller, filmler ve kitaplar üretmek.

Sosyal medyada doğru bilgileri yaymak ve yanlış bilgileri düzeltmek.

Atatürk'ün fikirlerini ve devrimlerini anlatan seminerler, konferanslar ve paneller düzenlemek.

2. Hukuki ve Siyasi Mücadele:

-Yasal Düzenlemeler:

Atatürk'e hakaret eden veya onun mirasını zedeleyen kişi ve gruplara karşı yasal işlem yapmak.

Atatürk'ü Koruma Kanunu'nun etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamak.

-Sivil Toplum Kuruluşları:

Atatürkçü düşünceyi savunan sivil toplum kuruluşlarını desteklemek.

Bu kuruluşların faaliyetlerini yaygınlaştırmak ve güçlendirmek.

-Siyasi Katılım:

Atatürk'ün ilkelerini savunan siyasi partileri ve adayları desteklemek.

Siyasi platformlarda Atatürk'ün mirasını savunmak.

3. Toplumsal Bilinçlendirme:

-Ulusal Bayramlar ve Anma Törenleri:

Ulusal bayramları ve anma törenlerini coşkuyla kutlamak ve Atatürk'ün mirasını yaşatmak.

Bu etkinliklerde Atatürk'ün fikirlerini ve devrimlerini vurgulamak.

-Toplumsal Diyalog:

Farklı görüşlere sahip insanlarla diyalog kurmak ve ortak bir zeminde buluşmak.

Atatürk'ün ilkelerini ve değerlerini anlatarak, toplumda bir uzlaşı sağlamak.

-Sanat ve Kültür:

Atatürk'ün mirasını anlatan sanat eserleri üretmek ve yaygınlaştırmak.

Tiyatro, sinema, edebiyat ve müzik gibi alanlarda Atatürk'ün fikirlerini ve devrimlerini yansıtmak.

4. Sürekli Gelişim ve Yenilenme:

-Atatürkçü Düşünceyi Güncellemek:

Atatürk'ün ilkelerini "günümüz koşullarına" uyarlamak ve yeni kuşaklara aktarmak.

Atatürkçü düşünceyi sürekli geliştirmek ve yenilemek.

-Bilimsel Araştırmalar:

Atatürk'ün yaşamı, fikirleri ve devrimleri hakkında bilimsel araştırmalar yapmak.

Bu araştırmaların sonuçlarını kamuoyuyla düzenli paylaşmak.

5. ÖNEMLİ NOKTALAR:

.  Toplumun her kesimiyle diyalog kurmak ve ortak bir paydada buluşmak önemlidir.

.  Atatürk'ün fikirlerine karşı çıkanlara verilecek en güzel cevap, Atatürk'ün eserlerinin ve fikirlerinin ne kadar değerli olduğunun, Türkiye cumhuriyetine kazandırdıklarının anlatılmasıdır.

.  Mücadele, hukukun üstünlüğü ve demokratik değerler çerçevesinde yürütülmelidir.

.  Şiddet ve nefret söyleminden, çatışmalardan uzak durulmalıdır.

.  Türk Kurtuluş Savaşı, cumhuriyetin kuruluşu, devrimler, kalkınma hamleleri tüm yurttaşlar tarafından çok iyi kavranmalı ve savunulmalıdır.

.  Bir ulus devlet, bir üniter yapı olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin önemi ve değeri çok iyi kavranmalı ve anlatılmalıdır.

.  Bunun için de yurttaşların, çalışkan, bilinçli ve mücadeleci olması beklenilir.

.    Öğretmen Gönen ÇIBIKCI, 2025.03.18, MŞ.

.         (Araştırma ve değerlendirme yazım.) 

TÜRKÜM DİYENE

. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! Bu sözden neler anlamalıyız? "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu...