1 Temmuz 2024 Pazartesi

Sıvas Madımak

 Sıvas Madımak 

Sivas Madımak Katliamı’nda Neler Yaşandı? | 2 Temmuz 1993 | 32. Gün Arşivi

2 Temmuz 1993 günü, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kara günlerinden biriydi.
Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılmak için Sivas'a giden aydın ve sanatçıların kaldığı Madımak Oteli ateşe verildi.
Yangın sonucu aralarında Asım Bezirci, Metin Altıok ve Hasret Gültekin'in de bulunduğu 33 aydın ve sanatçı yaşamını yitirdi.
Öyle bir katliamdı ki, kimler, nasıl planlamış?
Devlet nasıl böylesi gaflet ve delalet içerisine düşmüş anlaşılamadı.
Öyle bir kıyamdı ki, siyasal İslam’a dönük kaygı ve kuşkuların miladı olarak anıldı ve hala daha öyle biliniyor. Mehmet Ali Birand, sizi tarihin o en sıcak Temmuzuna götürüyor;
2 Temmuz 1993’e, Sivas Madımak Oteli’ne…
https://www.youtube.com/watch?v=y9WJKpqluVE
 
AZİZ NESİN 1993 Sıvas Madımak Açıklaması
https://www.youtube.com/watch?v=R5a9n9IJKZg
 
Sivas Madımak Oteli'nde Neler Yaşandı? | 2 Temmuz 1993 | Aziz Nesin anlatıyor | 32. Gün Arşivi
https://www.youtube.com/watch?v=RBf9apmgSzM
 
Sivas Madımak Oteli Katliamı | 02 Temmuz 1993
https://www.youtube.com/watch?v=27JSCOulfgA
 
Sivas Madımak Katliamı’nda Neler Yaşandı? | 2 Temmuz 1993 | 32. Gün Arşivi
https://www.youtube.com/watch?v=y9WJKpqluVE
 
29 Yıl Öne Sivas'ta Ne Yaşandı? | Hafıza | Referans
https://www.youtube.com/watch?v=Y9BA9lO5M08&t=19s
 
02 temmuz 1993 sivas belgeseli
https://www.youtube.com/watch?v=eTn5_C_NCOQ
 
2 Temmuz Madımak Katliamı | 2009
https://www.youtube.com/watch?v=5HKtMff07yY
 
Sivas 1993: Madımak Oteli'nde ne oldu?
https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/07/150702_sivas_1993
 
Sivas 1993: Madımak Oteli'nde ne oldu?
https://www.sozcu.com.tr/sivas-1993-madimak-otelinde-ne-oldu-wp5208756
 
Sivas Katliamı davasında mahkeme zamanaşımı kararı verdi
https://www.bbc.com/turkce/articles/c1r522p9e4eo
 
Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak” sloganları atarak yakmışlardı
https://medyascope.tv/2023/07/02/cumhuriyet-burada-kuruldu-burada-yikilacak-sloganlari-atarak-yakmislardi-sivas-katliami-davasi-zamanasimi-sinirinda/



 

Denizcilik ve Kabotaj Bayramı

 Denizcilik ve Kabotaj Bayramı

Kabotaj, yüzyıllardır Osmanlıyı sömüren kapitülasyonların, yani ülkenin sömürülmesi için yabancılara izin verilen bir hakkın adıdır.

Kabotaj, yüzyıllardır Osmanlıyı sömüren kapitülasyonların, yani ülkenin sömürülmesi için yabancılara izin verilen bir hakkın adıdır.

Bu imtiyaz ile yabancılar Osmanlı limanları arasında deniz taşımacılığı yapabiliyorlardı.

19. Yüzyılın Anadolu’sunu düşünün.

Kara yolları yok denecek kadar az.

Üç tarafı denizlerle çevrili Osmanlının sahil kasabalarına sadece denizden ulaşılabiliyor.

Daha sonra buralara gelen mal ve eşyalar coğrafyanın izin verdiği (Samsun, İnebolu, Harşit, Gediz, Maçka, Gülek, Elmalı vb.) vadi ve geçitlerden içerilere taşınıyor.

Büyük şehirlerin haricinde elektrik yok.

Bütün Anadolu gazyağı lambaları ile aydınlanıyordu.

Gazyağı çok stratejik bir madde idi.

Bu nedenle kıyı kasabalarında gazyağı bidonlarının depolandığı gazhaneler vardı.

Rafineriniz yok.

Şekeriniz yok.

Kâğıdınız yok.

Zeytinyağının Karadenizliler için ilaç olarak kullanıldığı yıllar.

Her şey dışarıdan geliyor.

Bütün bunları yurt dışından yabancı gemiler getiriyor.

Aynı zamanda içerideki limanlara da yabancı gemiler taşıyor.

Kazançları ikiye üçe katlanıyor.

Aynı zamanda bütün fenerler idaresi de yabancılara verilmiş.

Bütün gemilerden harç ve vergi adı altında topladıkları paraları kendi ülkelerine götürüyorlar.

Neden?

Çünkü sanayiniz yok, gemi inşa edemiyorsunuz.

Sadece satın alıyorsunuz. 

Atatürk’ü Samsun’a götüren Bandırma adlı vapur bile İskoç yapımıydı.

-  Lozan’da Ne Oldu?
İstiklal Savaşı’nın kazanılması, ekonomik ve ticari sömürü kıskacındaki Osmanlı Devletinin prangalarından kurtulması için yeterli olmadı.

Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere emperyalistler vergi, gümrük başta olmak üzere yüzyıllardır kullandıkları ayrıcalıkları sürdürmek istediler.

Çünkü zafer kazanmış Türkiye Cumhuriyeti ancak bu sayede yeniden diz çöktürülebilir ve siyasi kontrole alınabilirdi.

Lozan’da 1916’da kabul edilen vergi ve gümrük tarifelerinin 5 yıl daha uzatılması kararlaştırıldı. 

Türkiye bir an önce siyasi bağımsızlığını kazanmak ve toprak bütünlüğünü kabul ettirmek için bu ekonomik tavizi vermek zorunda kaldı.

Böylece yeni Türkiye 1929 yılına kadar ekonomik olarak her yıl ancak % 12,9 lük bir koruma sağlayabildi.

Bu tarifeler içinde yabancı gemilerin hem dış limanlar, hem de ülke limanları arasındaki taşımacılıktan sağladığı avantajlar çok fazla idi.

1 Temmuz 1926’da kabul edilen Kabotaj Kanunu ile Türk limanları arasında sadece Türk bandıralı gemilerin taşımacılık yapmasının önü açıldı.

Bu kanun, Venedik’le başlayan ve 600 yıl süren imtiyazları çöpe atan devrim niteliğinde bir karar oldu.

Ayrıca Türkiye limanları ve sahilleri arasında yük ve yolcu taşınması yanında kılavuzluk ve çekme/refakat gibi denizcilik hizmetlerinin de Türk vatandaşları ve Türk bayrağı taşıyan gemilerce yapılması ile ekonomik kazanımlar daha da arttı.

Ancak Kabotaj Kanunun her şeyden önce iki temel, bir de psikolojik faydası oldu. Birincisi ekonomik kazanımlar artarken aynı zamanda denizcilik alt yapısı ve deniz işletmeciliğinin de temelleri atıldı.

Psikolojik faydasına gelince limanlarda işgal dönemini hatırlatan yabancı bayrakların yerini Türk bayrağı aldı.

Böylece Mustafa Kemal’in her alanda tam bağımsızlık ilkesi öncelikle deniz ve limanlarımızda uygulanmaya başlandı.

Teknolojik alt yapımızın ve sermaye birikiminin yetersizliği nedeniyle fenerler idaresinin yönetimi de 1938’e kadar Fransızlarda kaldı.

Bu tarihten sonra Kabotaj hakkının önemli bir ayağı da millileşmiş oldu.
- Kabotaj ve Emperyalizm
Bu nedenle, kabotaj hakkına sahip çıkma emperyalizm ve sömürgeciliğe karşı denizden bir başkaldırıştır.

Çünkü limanlar ve karasularının fiili ve hukuki olarak ülke topraklarından hiçbir farkı yoktur.

Bir hakkın yasal olarak kabul edilmesi, bundan ülke adına ekonomik çıkar sağlanması anlamına gelmemektedir. 

Türkiye, 1926’dan bu yana geçen 90 yılı aşkın sürede bu hakkı yeterli verimlilikle kullanabilmiş midir, halkımıza ucuz, yaygın ve konforlu bir deniz ulaştırma hizmeti sağlayabilmiş midir?

Bu konu bir yarımada ülkesi olan Türkiye için çok önemlidir.

Diğer yandan Kabotaj hakkı deniz kültürünün ülkemizde yaygınlaşması için senede bir gün de olsa bir kıvılcım etkisi yapmıştır.

1950 kuşağından deniz kıyısında doğan ve yaşayanlar 1 Temmuzları asla unutmazlar

KAYNAK:

https://tasam.org/tr-TR/Icerik/72365/kabotaj_bayrami_denizden_ekonomiye_baskaldiristir


 

TÜRKÜM DİYENE

. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! Bu sözden neler anlamalıyız? "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu...