9 Kasım 2022 Çarşamba

ATATÜRK'TEN BAĞIMSIZLIK ÜZERİNE GÖRÜŞLER

 - ATATÜRK'TEN BAĞIMSIZLIK ÜZERİNE GÖRÜŞLER

Bağımsızlık Nedir

"Tam Bağımsızlık, bizim bugün üzerimize aldığımız vazifenin temel ruhudur.

Bu vazife, bütün millete ve tarihe karşı üstlenilmiştir.

Bu vazifeyi yüklenirken, tatbik kabiliyeti hakkında şüphe yok ki çok düşündük.

Fakat, netice olarak edindiğimiz görüş ve iman, bunda, muvaffak olabileceğimize dairdir.

Biz, böyle işe başlamış adamlarız.

Bizden evvelkilerin işledikleri hatalar yüzünden, milletimiz sözde mevcut zannolunan bağımsızlığında kayıtlı bulunuyordu.

Şimdiye kadar Türkiye'yi, medeniyet dünyasında kusurlu gösteren neler düşünülebilirse hep bu hatadan ve bu hataya uymadan doğmaktadır.

Bu hataya uyma neticesi, mutlaka, memleket ve milletin bütün haysiyetinden ve bütün yaşama kabiliyetinden soyunma ve uzaklaşmasını gerektirebilir.

Biz, yaşamak isteyen, haysiyet ve şerefiyle yaşamak isteyen bir milletiz.

Bir hataya uyma yüzünden bu özelliklerden mahrum kalmaya tahammül edemeyiz.

Bilgin, cahil, istisnasız bütün millet fertleri, belki içinde bulundukları güçlükleri tamamen anlamaksızın, bugün yalnız bir nokta etrafında toplanmış ve fakat sonuna kadar kanını akıtmaya karar vermiştir.

O nokta, tam bağımsızlığımızın temini ve devam ettirilmesidir.

Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasî, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir.

Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek mânasıyla bütün bağımsızlığından mahrumiyeti demektir.

Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz inancında değiliz."

.   1921 (Nutuk II, s. 623-624)

Bağımsızlığın Önemi

.  "Bağımsızlık ve hürriyetlerini her ne pahasına ve her ne önemi karşılığında olursa olsun zedeleme ve kısıtlamaya asla müsamaha etmemek; bağımsızlık ve hürriyetlerini bütün mânasıyla koruyabilmek ve bunun için gerekirse, son ferdinin son damla kanını akıtarak insanlık tarihini şanlı örnek ile süslemek; işte, bağımsızlık ve hürriyetin hakikî mahiyetini, geniş mânasını, yüksek kıymetini, vicdanında kavramış milletler için temel ve ölmez prensip!

Ancak bu prensip uğrunda her türlü fedakârlığı, her an yapmaya hazır milletlerdir ki, devamlı olarak insanlığın hürmet ve saygısına lâyık bir topluluk olarak düşünülebilirler."

.  1928 (Atatürk'ün S.D. II, s. 249)                         

 

.  "Bağımsızlığı için ölümü göze alan millet, insanlık haysiyet ve şerefinin icabı olan bütün fedakârlığı yapmakla teselli bulur ve elbette esaret zincirini kendi eliyle boynunu geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete göre dost ve düşman nazarındaki yeri, farklı olur."

.  1927 (Nutuk I, s. 13-14)

 

.  "Gerçekten tam azim ve israr ile sürdürülen ve müdafaa edilen bağımsızlık, hak ve hürriyet davalarının muvaffakiyetini kökünden menedecek hiçbir kuvvet tasavvur edilemez."

.  1922 (Atatürk'ün TT.B. IV. s. 429)

 

.  "Milletimiz ve Bağımsızlık Esası, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.

Bu esas, ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir.

Ne kadar zengin ve refaha kavuşturulmuş olursa olsun, bağımsızlıktan mahrum bir millet, medenî insanlık karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık olamaz.

Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir.

Gerçekten bu aşağı dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.

Halbuki, Türk'ün haysiyet ve onur ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür.

Böyle bir millet, esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. Bundan ötürü, ya bağımsızlık, ya ölüm!"

.  1919 (Nutuk I. .s. 13)

 

.  "Türkiye halkı, asırlardan beri hür ve bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı bir yaşama gereği saymış bir milletin kahraman evlâtlarıdır. Bu millet, bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır!"

.  1922 (Atatürk'ün S.D II. s. 35)

 

.  "Arzumuz, dışarda bağımsızlık, içerde kayıtsız ve şartsız millî egemenliği korumadan ibarettir. Millî egemenliğimizin hatta bir zerresini bozmak niyetinde bulunanların kafalarını parçalayacağınızdan eminim."

.  1923 (Atatürk'ün S.D. II, s. 71-72)

 

.  "Biz barış istiyoruz dediğimiz zaman Tam bağımsızlık istiyoruz dediğimizi herkesin bilmesi lâzımdır.

Bunu istemeye hakkımız ve kudretimiz vardır.

On sene, yirmi sene sonra aşağı görülerek ölmektense, şimdiden şeref ve haysiyetle ölmeyi üstün tutmalıyız."

.  1923 (Atatürk'ün S.D. II. s. 89)

 

.  "Türkiye Devleti'nin bağımsızlığı mukaddestir.

O, ebediyen sağlanmış ve korunmuş olmalıdır."

.  1923 (Atatürk'ün S.D. I. s. 307)

 

.  "Bağımsızlık gayesinin elde edilişine kadar, tamamiyle milletle birlikte, fedakârane çalışacağıma mukaddesatım namına yemin ettim.

Artık benim için Anadolu’dan hiçbir yere gitmemek kesindir."

.  1919 (Nutuk I, s. 21)

 

.  "Biz, yaşama ve bağımsızlık için mücadele eden ve bu kanlı mücadele manzarası karşısında bütün medeniyet dünyasının hissiz, seyirci kaldığını görmekle içi kan ağlamış insanlarız."

.  1922 (Atatürk’ün S.D.II, s. 38)

 

.  "Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir.

Ben, milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım!

Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından tanıyanlarca bu aşkım bilinir.

Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın yerleşmesi ve yaşaması, mutlaka o milletin hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasına bağlıdır.

Ben şahsen, bu saydığım özelliklere çok ehemmiyet veririm ve bu özelliklerin kendimde varlığını iddia edebilmek için milletimin de aynı özellikleri taşımasını şart ve esas bilirim.

Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evlâdı kalmalıyım!

Bu sebeple millî bağımsızlık, bence bir hayat meselesidir.

Millet ve memleketen menfaatleri gerektirdiği takdirde insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet gereğinden olan dostluk ve siyaset münasebetlerini, büyük bir hassasiyetle takdir ederim.

Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım!"

.  1921 (Atatürk’ün S.D.III., s.24)

 

.  "Biz yaşama ve bağımsızlık isteyen milletiz. Ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı esirgemeden veririz!"

.  1921 (Atatürk’ün S.D. I, s. 195 -196)

 

.  "Bayrak, bir milletin bağımsızlık alâmetidir.

Düşmanın da olsa hürmet etmek lâzımdır."

(Muzaffer Kılıç, Nükte, Fıkra ve Çizgilerle Atatürk, III, Der: N.A. Banoğlu, s. 12)

 

.  "Bilirsiniz ki dünyada her milletin varlığı, kıymeti, hürriyet ve bağımsızlık hakkı, sahip olduğu ve yapacağı medenî eserlerle orantılıdır.

Medenî eser vücuda getirmek kabiliyetinden mahrum olan milletler, hürriyet ve bağımsızlıklarından soyunmaya mahkûmdurlar.

Medeniyet yolunda yürümek ve muvaffak olmak, hayatın şartıdır.

Bu yol üzerinde ileri değil, geriye bakmak bilgisizliği ve ihtiyatsızlığı gösterenler, umumî medeniyetin coşkun seli altında boğulmaya mahkûmdurlar."

.  1924 (Atatürk’ün B.N., s. 85)

 

.  "Bugünkü savaşımlarımızın gayesi, tam bağımsızlıktır.

Bağımsızlığın tamlığı ise ancak malî bağımsızlık ile mümkündür.

Bir devletin maliyesi bağımsızlıktan mahrum olunca, o devletin bütün hayatî kuruluşlarında bağımsızlık felce uğramıştır."

.   1922 (Atatürk’ün S.D.I, s. 222-223)


10 KASIM

 -  10 KASIM

·       Her yıl 10 Kasım geldiğinde anma etkinlikleri düzenleniyor.

·       1938 yılı 10 Kasım günü saat 9'u 5 geçe aramızdan ayrılan Atatürk o gün çeşitli etkinliklerle anılıyor.

·       Ülkenin her yerinde insanlar toplantılara,  etkinliklere katılıyor, ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan sevgilerini ve saygılarını, şükranlarını dile getiriyorlar.

·       Atatürk’ün sonsuzluğa ulaştığı gün olan 10 Kasım'ın yıl dönümünde günün anlam ve önemine uygun paylaşımlar yapılıyor. 

·       Yalnızca Türkiye değil tüm dünya ülkelerinde birçok yerde Türkler Atatürk'e olan duygularını belirtmek ve onu yeniden anmak için törenler, toplantılar düzenliyor.

·       Özellikle son yıllarda çok daha büyük bir önem ve değer kazanan büyük önder ATATÜRK ve onun düşünceleri, fikirleri ve hedefleri Türkiye ve halkı için yeniden bir diriliş için gündemde en önde yer almalıdır.

·       10 Kasım 1938’de Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, çok sevdiği ülkesine ve yaşama veda etti.

·       Ülkenin ve halkının kalkınmasına, çağdaş uygarlık düzeyine erişme istek ve çabalarına verdiği değer ve gösterdiği her bir hareket, her bir girişim Türk halkında olduğu gibi diğer kalkınmakta olan tüm ülke halklarında da çok önemli yer edinmiştir.

·       Dünya tarihinde yer almış olan ülkelerin liderlerinin içinde en çok takdiri, saygıyı ve imrenilmeyi Atatürk'e gösterdiklerini ve onun hakkında birçok araştırma, tanıtma yazıları yapıldığını da biliyoruz.

·       Çok yönlü ve çok yetenekleri olan, ileri görüşü ve cesareti, öz güveni, önder kişiliği ve bili ve bilinci ile ATATÜRK'ü Türk halkı gerçekten çok daha fazla ve derinlemesine incelemeli, onun fikir ve görüşlerini içselleştirmelidir.

·       İçinde bulunulan bu çok sıkıntılı dönemden geçerken bizler için ülkenin varlığının ve dirliğinin tek kurtuluş yolunun ATATÜRK yolu olduğunu çok iyi kavramalı ve başka tuzaklara düşmemeliyiz.

·       Eğer biz ATATÜRK'e sevgi, saygı ve şükranlarımızı göstermek istiyor isek yapmamız gereken ön önemli davranış onun devrimlerini, düşüncelerini, fikirlerini ve hedeflerini araştırmak ve incelemek, öğrenmek olacaktır.

·       Bu yöntem ve duruş ile ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyine yükselebilmesini sağlar ve bir gelişmiş refah toplumu olabiliriz.

·       Bunun dışındaki her türlü ideoloji, tutum ve yönlendirmeler, projeler… ise TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ için yarar sağlamaz ve ancak zarar getirir.

·       Bu anlamda bu anma gününde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e olan saygımı, sevgimi ve takdirlerimi en derin inanç ve bilincimle vurguluyorum.

·       En büyük dileğim ve bence en önemli devrimci duruşum, ulus devlet inancım ve okuryazar tutumum ile insan olmanın verdiği sorumluluğu da taşımak üzere eğer "emperyalizme ve onun her türlü oyunlarına ve tuzaklarına, kullandığı kişi ve kurumlara karşı direnmek istiyor isek" TEK YOL" olarak ATATÜRK'ü İZLEMEKTİR, diyorum.

.    Öğretmen Gönen Çıbıkcı, 09.11.2022, MŞ.





TÜRKÜM DİYENE

. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! Bu sözden neler anlamalıyız? "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu...