. Hattı müdafaa yoktur; sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır
. "Hattı müdafaa yoktur; sathı müdafaa
vardır. O satıh bütün vatandır," sözü, Mustafa Kemal Atatürk'ün “Sakarya
Meydan Muharebesi” sırasında orduya verdiği emrin bir parçasıdır.
26 Ağustos
1921'de başlayan Sakarya
Meydan Muharebesi sırasında söylenmiştir.
Bu söz, sadece
askeri bir taktikten ibaret olmayıp, derin felsefi ve stratejik bir anlam
taşır.
Bu emir,
muharebenin en kritik anlarından birinde, 10 Eylül 1921'de, Başkomutan Mustafa
Kemal Atatürk tarafından verilmiştir.
Yunan ordusunun
savunma hattını yarması üzerine, Türk ordusu geri çekilmeye başlamıştı.
İşte bu kritik
anda, Atatürk, ordunun düzenini yeniden sağlamak ve moralini yükseltmek için bu
tarihi emri yayımladı.
Bu taktik
sayesinde, geri çekilen birlikler belirli bir hattan vazgeçerek, “daha geniş
bir alanda” tutunma ve düşmanı yıpratma stratejisi izlemiştir.
Bu emir,
savaşın seyrini tamamen değiştirmiştir.
Sözün Askeri Anlamı
- Hattı
Müdafaa Yoktur: Klasik
askeri stratejide, ordular belirli bir savunma hattı (siperler, mevziler)
oluşturur ve düşmanın o hattı geçmesini engellemeye çalışır.
Eğer bu hat
yarılırsa, ordunun düzeni bozulur ve geri çekilmek zorunda kalır.
Atatürk, bu
eski ve pasif savunma taktiğinin “yetersiz” olduğunu belirtir.
- Sathı
Müdafaa Vardır: Bu,
düşmanın belirli bir noktadan durdurulması yerine, geniş bir alanda, yani
"satıhta" (yüzeyde) savunma yapılması anlamına gelir.
Bu taktik,
düşman ilerlese bile, “her karış toprakta, her tepede ve her köyde” direnişle
karşılaşmasını sağlar. Düşman gücü, bu geniş alandaki sürekli direnişlerle
parçalanır, zayıflatılır ve sonunda tükenir.
Sözün Vatan Anlamı
Sözün en önemli
kısmı "O satıh bütün vatandır" ifadesidir.
Bu, savunmanın yalnızca
“cephedeki askerlerin” görevi olmadığını, vatanın “her karış toprağının” ve “her
bireyinin” savunmaya dahil olduğunu vurgular.
- Ulusal
Birlik ve Beraberlik:
Bu sözle, savaşın sadece ordunun sorumluluğunda olmadığı, tüm milletin topyekûn
bir direniş göstermesi gerektiği mesajı verilir.
Herkesin “vatanını
savunma bilinciyle” hareket etmesi istenir.
- Vazgeçmeme
ve İnanma: Düşman bir
yeri ele geçirse bile, bu durumun bir yenilgi anlamına gelmediğini, çünkü
vatanın tamamının savunulması gereken bir satıh olduğunu belirtir.
Bu, moral ve
motivasyonu yüksek tutarak, asla vazgeçmemeyi ve zafere olan inancı
pekiştirmeyi amaçlar.
Bu tarihi emir,
Türk Kurtuluş Savaşı'nın seyrini değiştirmiş ve Sakarya'daki direnişin ardından
ordunun taarruza geçerek düşmanı tamamen yurttan atmasını sağlamıştır.
Bu nedenle, söz
hem “askeri dehanın” hem de “ulusal bilincin” en önemli sembollerinden biri
haline gelmiştir.