ATATÜRKÇÜLÜK DİYE BİR ŞEY YOK MU?
Kimileri ısrarla, Atatürk'ün
ortaya koyduğu uygulamaların çok özgün şeyler olmadığını ileri sürüyorlar.
Örneğin bu eğer devrimse, bunun
az gelişmiş bir ülkeye özgü milliyetçi refleks olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.
Ulusal mücadele deyiminin
dünyada ilk olmadığını anlatma gereği duyuyorlar.
Ya da Halkçılığın Marksizm'in
Doğu Avrupa'ya uyarlanmış bir özelliği olduğunu; devletçiliğin de keza gene
Marx ve Engels'in görüşlerine dayandıklarını anlatmaya çalışıyorlar.
Kimilerine göre ise Türk Devrimi
diye bir şey hiç olmamıştır..
Hatta Türkiye'de verilen Milli
Mücadele, Osmanlı Hanedanının bir başarısıdır diyenler bile var.
Bütün bunların hiç bir kıymet-i
harbiyesi yok.
Birisini ele alalım:
. Türk Devrimi'nin özü olan
Atatürkçü Düşünce'nin kendine özgü yanları olmadığı savına...
Atatürkçülük/ Kemalizm, her
şeyden önce bir reçetedir.
Geri kalmış ve ancak bir ulusal
savaşla kendi öz devletini kurabilmiş Osmanlıdan artakalan Türkler'in
çağdaşlaşmasını öngören ve bunun için de gelişmenin yollarını, yöntemlerini ve
ilkelerini ortaya koyan bir dizgeler bütünüdür.
Türkiye'ye ve Türkiye'nin
yazgısını paylaşan öteki uluslara; "Bak, ancak böyle emperyalizmin
karşısında yok olmaktan kurtulursun!" diyen bir ses ve özdür.
Tersini düşünelim:
Bu yola gitmeden Türkler ya da
onların yazgısını paylaşan geri kalmış toplumlar, emperyalizmin dayattığı
tutsaklık zincirinden nasıl çıkabilirdi?
Kapitalizmle mi?
Emperyalizmi yaratan en temel
dürtü, zaten vahşi kapitalizmin özünde var olan aşırı para kazanma hırsı ve
ırkçılık değil mi?
Zaten kendi varlıklarını yok
etmeye çalışan bir anlayışa yönelmeleri beklenebilir miydi Türkler'in?
Hayır...
Geriye ne kalıyor?
. Marksizm ve Kolektivizm?_
İyi ama bunun da açıkça insanın
özgürlüğüne vurulmuş bir tutsaklık zinciri olduğunu açıkça söylüyor Atatürk...
Onu insan onuru ve haysiyetiyle
yakıştırmıyor.
Yapay bir cennet vadeden bu
düşüncenin, ileri düzeyde insanın kendi özünü yok edecek bir işleyişi olduğunu
da söylüyor.
Zaten Marksizm yayıldığı geniş
alanda, Stalin'le birlikte Sovyet emperyalizminin yayılmasından başka ne işe
yaradı?
Ne kalıyor o halde geriye?
Türkler'in geri kalmışlığını
çözecek, ona yol gösterecek bir arayış.
Pekala sorun temelde neydi?
. Niçin Türkler emperyalizmin
saldırılarının hedefi olmuştu?
Çünkü "Aydınlanma"yı
yaşayamamışlar, "Sanayi Devrimi"ni gerçekleştirememiş ve var olan
güçlerini koruyamamışlardı.
Eski yöntemlerle, eski gücü
yeniden yakalama olanağı da kalmamıştı.
Dünya değişmişti çünkü.
O zaman "aydın bireyler ve
toplum" yaratarak, çağdaş dünyada ayakta kalınabilirdi.
Hedef, çağdaşlaşmaktı yani.
Elbette insanlık tarihinin
ortaya koyduğu birikimden yararlanmıştır Atatürk.
Bunu kimse inkar etmiyor.
Ancak:
"Akıl"" demiştir.
"Bilim" demiştir.
"Tam bağımsızlık",
demiştir.
"Laiklik olmadan akıl ve
bilim olmaz; akıl ve bilim olmadan da modern dünyaya ulaşmak olamaz",
demiştir.
Arkadaş, senin kaynakların
belli; gelişmişlik düzeyin belli, cehalet nasıl seni sarmış; bundan ancak eski
kafayı bırakarak, aklı ve bilimi rehber alarak kurtulabilirsin demiştir.
Ülkesine göz koyanların
karşısına dimdik çıkabilmektir Atatürkçülük; onurlu Türk varlığını ezdirmemek, tek
bir Türk çocuğunu tarihin büyük bir armağanı olarak görüp, ona çağın en ileri
eğitim olanakları sunabilmenin adıdır.
-"Güçlenmeden, seni ezmek
ve yok etmek isteyenlere nasıl karşı koyabilirsin ki?" demiştir.
İşte bunların toplamına biz,
Atatürkçülük diyoruz.
İyi düşünün:
- Ne zaman Atatürkçü düşünceden
ve onun temel felsefesinden uzaklaşıyorsak büyük sorunlar yaşıyoruz.
Birlik ve bütünlüğün adıdır
Atatürkçülük.
Bugün hala İslam toplumlarının
sorunları tam da bu noktada düğümlenmiyor mu?
. Prof. Dr. Kemal Arı
. 25.02.2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder