22 Nisan 2022 Cuma

Egemenlik ve Bağımsızlık

 "Egemenlik ve Bağımsızlık"       

- Ulusal Egemenlik ve Ulusal Bağımsızlık Birbirinden Ayrılmayan İki Temeldir!

·       Güçlü bir devletin varlığını ve devamlılığını öngören Atatürk’e göre, Türk Devleti’nin dayandığı esaslar, tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız ulusal egemenliktir.

·       Atatürk tam bağımsızlığı, “siyasî, malî, ekonomik, adlî, askerî, kültürel, kısaca her hususta bağımsızlık ve serbestlik” olarak tanımlar.

·       Atatürk’e göre tam bağımsızlığın ve ulusal egemenliğin gerçekleşmesi de ulusal ekonomik güce de bağlıdır.

·       Atatürk’e göre, şimdiye değin milletimizin başına gelen tüm felaketler kendi talihini ve geleceğini başka birisinin eline bırakmasından kaynaklanmıştır.

·       Atatürk’e göre:

- “Bu kadar acı tecrübeyi geçiren milletin, bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi kesinlikle mümkün olmayacaktır. Milletimiz, hiç kimsenin iznine gerek görmeden ve müsaade etmeyenlere karşı isyan ederek, Milli egemenliğini almış ve öylece kullanmıştır. Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar yok olur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.”

·       Atatürk şöyle diyor:

- “Kuvvetliyiz, ordularımız kuvvetlidir. Ordularımızı yaratan, ordularımızı vücuda getiren milletimiz kuvvetlidir. Bu milleti yaşatan bu vatan sonsuz doğal zenginliklere ve verimliliğe sahiptir, kuvvetlidir. Fakat efendiler, bu kuvvetlerin üstünde bir kuvvetimiz vardır ki, o da milli egemenliğimizi idrak etmiş ve onu doğrudan doğruya halkın eline vermiş, halkın elinden tutmuş ve tutabileceğimizi gerçekten ispat etmiş olmaktır.”

·       Atatürk’e göre:

- “Türk milleti yeni bir iman ve kesin bir milli azim ile yeni bir devlet kurmuştur bu devletin dayandığı esaslar “Tam bağımsızlık” ve “kayıtsız şartsız milli egemenlik”ten ibarettir. Yeni Türkiye devletinin yapısının ruhu milli egemenliktir. Milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir... TBMM ve bunun hükümetinin milletten aldığı direktif tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız milli egemenlik ilkelerine dayanarak, memleketi bayındırlaştırmak ve milleti zengin, varlıklı ve mutlu kılmaktır. Milli egemenlik düşmanlığı, üstün bir yeri, değeri ve şerefi olan bir milletin her şeyini bir anda yok etmeyi amaçlayan suçtan başka bir şey değildir.

·       Atatürk:

- “Benim gayem, Türkiye’de, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde millet egemenliğini güçlendirmek ve ebedileştirmektir” diyordu.

·       Bu sözler de Mustafa Kemal Atatürk’e aittir:

- “Millet işlerinde meşruiyet, ancak millî kararlara, milletin eğilimlerine dayanmakla elde edilir. Meclis nazariye değil, bir gerçektir. Önce Meclis, sonra ordu. Milletin azim ve kararı, yüz binlerce insan ve milyarlarca para demek olan orduyu yaratacaktır”.

·       1930’da Atatürk şöyle diyor:

- “TBMM’“de ve millete açık olarak millet işlerinin açıkça tartışılması ve iyi niyetli kişilerin ve partilerin görüşlerini ortaya koyarak, milletin yüksek menfaatlerini aramaları benim gençliğimden beri aşık ve taraftar olduğum bir sistemdir... Bundan dolayı büyük mecliste yeni bir partinin faaliyete geçerek millet işlerini serbestçe münakaşa etmesini cumhuriyetin esaslarından sayarım.”

  • Bütün şu sözler Atatürk’ündür:

- “Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve izmihlal vardır. Her ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir”... -

- “Biz Türkler tarihimiz boyunca hürriyet ve bağımsızlığa sembol olmuş bir milletiz”...

- “Hürriyetten doğan bunalımlar ne kadar büyük olursa olsun, hiçbir zaman, fazla baskının sağladığı sahte güvenlikten daha tehlikeli değildir.”...

- "Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük atalarının en kıymetli miraslarından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir adamım. Bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın meydana gelebilmesi ve devam ettirebilmesi, mutlaka o milletin hürriyet ve istiklaline sahip olması ile mümkündür.”


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKÜM DİYENE

. NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! Bu sözden neler anlamalıyız? "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözü, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu...