- "Egemenlik ve Bağımsızlık"
-
Ulusal Egemenlik ve Ulusal Bağımsızlık Birbirinden Ayrılmayan İki Temeldir!
·
Güçlü
bir devletin varlığını ve devamlılığını öngören Atatürk’e göre, Türk
Devleti’nin dayandığı esaslar, tam bağımsızlık ve kayıtsız şartsız ulusal
egemenliktir.
·
Atatürk
tam bağımsızlığı, “siyasî, malî, ekonomik, adlî, askerî, kültürel, kısaca her
hususta bağımsızlık ve serbestlik” olarak tanımlar.
·
Atatürk’e
göre tam bağımsızlığın ve ulusal egemenliğin gerçekleşmesi de ulusal ekonomik
güce de bağlıdır.
·
Atatürk’e
göre, şimdiye değin milletimizin başına gelen tüm felaketler kendi talihini ve
geleceğini başka birisinin eline bırakmasından kaynaklanmıştır.
·
Atatürk’e
göre:
- “Bu kadar acı
tecrübeyi geçiren milletin, bundan sonra egemenliğini bir kişiye vermesi
kesinlikle mümkün olmayacaktır. Milletimiz, hiç kimsenin iznine gerek görmeden
ve müsaade etmeyenlere karşı isyan ederek, Milli egemenliğini almış ve öylece
kullanmıştır. Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler
erir, taç ve tahtlar yanar yok olur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş
müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar.”
·
Atatürk
şöyle diyor:
- “Kuvvetliyiz, ordularımız kuvvetlidir. Ordularımızı yaratan,
ordularımızı vücuda getiren milletimiz kuvvetlidir. Bu milleti yaşatan bu vatan
sonsuz doğal zenginliklere ve verimliliğe sahiptir, kuvvetlidir. Fakat
efendiler, bu kuvvetlerin üstünde bir kuvvetimiz vardır ki, o da milli
egemenliğimizi idrak etmiş ve onu doğrudan doğruya halkın eline vermiş, halkın
elinden tutmuş ve tutabileceğimizi gerçekten ispat etmiş olmaktır.”
·
Atatürk’e
göre:
- “Türk milleti yeni bir iman ve kesin bir milli azim ile yeni
bir devlet kurmuştur bu devletin dayandığı esaslar “Tam bağımsızlık” ve
“kayıtsız şartsız milli egemenlik”ten ibarettir. Yeni Türkiye devletinin
yapısının ruhu milli egemenliktir. Milletin kayıtsız şartsız egemenliğidir...
TBMM ve bunun hükümetinin milletten aldığı direktif tam bağımsızlık ve kayıtsız
şartsız milli egemenlik ilkelerine dayanarak, memleketi bayındırlaştırmak ve
milleti zengin, varlıklı ve mutlu kılmaktır. Milli egemenlik düşmanlığı, üstün
bir yeri, değeri ve şerefi olan bir milletin her şeyini bir anda yok etmeyi
amaçlayan suçtan başka bir şey değildir.
·
Atatürk:
- “Benim gayem, Türkiye’de, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde millet
egemenliğini güçlendirmek ve ebedileştirmektir” diyordu.
·
Bu
sözler de Mustafa Kemal Atatürk’e aittir:
- “Millet işlerinde
meşruiyet, ancak millî kararlara, milletin eğilimlerine dayanmakla elde edilir.
Meclis nazariye değil, bir gerçektir. Önce Meclis, sonra ordu. Milletin azim ve
kararı, yüz binlerce insan ve milyarlarca para demek olan orduyu yaratacaktır”.
·
1930’da
Atatürk şöyle diyor:
- “TBMM’“de ve millete açık olarak millet işlerinin açıkça
tartışılması ve iyi niyetli kişilerin ve partilerin görüşlerini ortaya koyarak,
milletin yüksek menfaatlerini aramaları benim gençliğimden beri aşık ve
taraftar olduğum bir sistemdir... Bundan dolayı büyük mecliste yeni bir
partinin faaliyete geçerek millet işlerini serbestçe münakaşa etmesini
cumhuriyetin esaslarından sayarım.”
- Bütün şu sözler Atatürk’ündür:
- “Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve izmihlal vardır. Her
ilerlemenin ve kurtuluşun anası hürriyettir”... -
- “Biz
Türkler tarihimiz boyunca hürriyet ve bağımsızlığa sembol olmuş bir
milletiz”...
- “Hürriyetten doğan bunalımlar ne kadar büyük olursa olsun,
hiçbir zaman, fazla baskının sağladığı sahte güvenlikten daha tehlikeli
değildir.”...
-
"Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük
atalarının en kıymetli miraslarından olan bağımsızlık aşkı ile yaratılmış bir
adamım. Bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın meydana
gelebilmesi ve devam ettirebilmesi, mutlaka o milletin hürriyet ve istiklaline
sahip olması ile mümkündür.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder